YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/9402
KARAR NO : 2014/28877
KARAR TARİHİ : 21.10.2014
Tebliğname No : 13 – 2014/26836
MAHKEMESİ : Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2012
NUMARASI : 2011/519 (E) ve 2012/1134 (K)
SUÇ : Hırsızlık, cürüm eşyasının satın alınması
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK nın 61. maddesinde “Hâkim, somut olayda; a) Suçun işleniş biçimini, b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları, c) Suçun işlendiği zaman ve yeri, d) Suçun konusunun önem ve değerini, e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını, g) Failin güttüğü amaç ve saiki, göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.” hükmü amirdir.
İlgili suça ait Kanun maddesinde gösterilen iki sınır arasında temel cezanın belirlenmesi yetkisi mahkemenin takdirine bağlı olmakla birlikte, mahkemece, bu takdir hakkı kullanılırken, TCK.nun 61 maddesinin 1 fıkrasında belirtilen hususların göz önünde tutulması ile temel cezanın belirlenmesine esas alınan değerlendirme ve ölçütlerin dosya içeriğine uygun düşmesi ve Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde açık ve gerekçeli olması gerektiği, hırsızlık suçundan kurulan hükümde sanıklar E.. K.., Y.. D.. ve N.. S.. hakkında; suç eşyasının satın alınması suçundan kurulan hükümde ise sanık D.. D.. hakkında temel cezanın tayini sırasında mahkemece teşdit nedenleri gösterilmediği gibi teşdit hükümlerinin uygulandığı dahi belirtilmeden yazılı olduğu şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak verilen cezanın, asgari haddin üzerinde tayin edilmesi,
2-Hırsızlık suçundan dolayı sanıklar E.. K.., Y.. D.. ve N.. S.. hakkında TCK’nın 143/1 maddesi uygulanmak suretiyle ceza arttırımına gidildiğinde, hükmedilen cezanın en çok 1/3 oranına kadar artırılabileceği dikkate alınarak, temel cezanın artırılması sırasında bir oran seçilmesi gerekirken, denetime olanak sağlayacak şekilde herhangi bir oran belirtilmeden, takdiren 6 ay arttırım yapılması şeklinde yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Sanıklar E.. K.. ve Y.. D..’in gözaltında kaldıkları sürenin TCK’nın 63. maddesi gereğince ceza mahkumiyetlerinden mahsubuna karar verilmemesi,
4-Sanıklar E.. K.., Y.. D.. ve N.. S.. bakımından atılı hırsızlık suçunun 30.10.2011 tarihinde işlendiği, sanıkların çalmış oldukları mazgalları 31.10.2011 tarihinde diğer sanık D.. D..’e sattıklarının anlaşılması karşısında sanık D.. D.. yönünden 31.10.2011 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK nın 232/2-c maddesine aykırılık meydana getirilmesi,
5-Bu dava sebebiyle yapılan 36,00 TL davetiye giderinden her bir sanığın sarfına neden olduğu 9,00 TL nin, 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanıklara yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin değerlendirilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar E.. K.., Y.. D.., N.. S.. ve D.. D..’in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 Sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sanıkların ceza süresi yönünden kazanılmış haklarının korunmasına, 21.10.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.