Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/9383 E. 2014/28888 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/9383
KARAR NO : 2014/28888
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

Tebliğname No : 6 – 2013/177799
MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/01/2013
NUMARASI : 2011/400 (E) ve 2013/29 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya kapsamından, katılan kuruma ait telefon direklerinde asılı bulunan telefon kablolarından; 30.12.2010 tarihinde İ.Köyünden 400 metre; 6.2.2011 ve 17.2.2011 tarihlerinde de D. Köyünden 600’er metre telefon kablolarının çalındığı, olayla ilgili tahkikat devam etmekte iken, sanık hakkında başka bir müştekiye yönelik su dinamosu hırsızlığı nedeniyle soruşturma yürütüldüğü sırada, o dosya kapsamında dinlenen tanık S.. S..’ın, 15.4.2011 tarihli ifadesinde, ilçede hurdacılık yaptığı, su dinamosunu kendisine sanığın sattığı, ayrıca sanığın ifade tarihinden 2-2,5 ay kadar önce akşam vakitlerinde yanında bir şahıs da olduğu halde sepetli bir motosikletle işyerine geldiği, kendisine bakır tel satmak istediğini söylediği, motosiklete yüklü çuval içinde yanmış telefon kablolarını gördüğü, ancak yasak olması nedeniyle bunları almadığı, bu olaydan 10 gün kadar sonra da sanığın su dinamosunu getirdiğini söylediği, tanık S.. S..’ın bu beyanı ve sanığın satmak amacıyla çuval içinde bir şeyler getirdiğine ilişkin tanıklar A.. S.., A.S. ve S.. S..’ın beyanları esas alınarak 30.12.2010, 6.2.2011 ve 17.2.2011 tarihlerinde meydana gelen telefon kablosu hırsızlığı nedeniyle sanık hakkında kamu davası ikame edildiği, sanığın aşamalarda atılı suçu kabullenmediği, farklı tarihlerde meydana gelen üç ayrı olay nedeniyle olay yeri inceleme ve tespit tutanaklarının tanzim edildiği, suç yerlerinde her hangi bir delil veya bulguya rastlanılmadığının tutanağa bağlandığı, olaylarla ilgili olarak görgü tanığının da bulunmadığı, tanık S.. S..’ın başka bir soruşturma nedeniyle ifadesinin alındığı sırada o soruşturmaya konu olan olay dışında sanığın öncesinden de kendisine yanmış telefon teli getirdiği yolundaki beyanı ile diğer tanıklar A.. S.., A. S. ve S.. S..’ın sanığın satmak amacıyla çuval içinde ne olduğunu görmedikleri bir eşya getirdiği ancak yasak olması nedeniyle S.. S..’ın bu eşyayı almadığı yolundaki beyanlarından, sanığın satmak amacıyla hurdacılık işi yapan tanık S.. S..’a tel veya benzeri bir eşya getirdiği hususu sabit ise de, çuval içinde bulunan tellerin katılan kuruma ait telefon teli olup olmadığı hususunun açık ve net bulunmadığı gibi tanıkların bu yöndeki beyanlarından, 30.12.2010,6.2.2011 ve 17.2.2011 tarihlerinde meydana gelen hırsızlık eylemlerinin sanık tarafından gerçekleştirildiği sonucuna da varılamayacağı ve sanığın atılı suçu kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, sanığın yüklenen suçu işlediğini gösterir, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıtlar bulunmadığı gözetilmeden “şüpheden sanık yararlanır” evrensel ceza hukuku ilkesi uyarınca delil yetersizliği nedeniyle beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
2-Suç tarihleri, 30.12.2010, 6.2.2011 ve 17.2.2011 tarihleri olmasına karşın gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 21.4.2011 olaark gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/2-c maddesine aykırılık meydana getirilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık A.. G..’in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 21.10.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.