Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/9375 E. 2014/28879 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/9375
KARAR NO : 2014/28879
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

Tebliğname No : 6 – 2014/4905
MAHKEMESİ : Konya 11. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2012
NUMARASI : 2011/723 (E) ve 2012/715 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekinin soruşturma aşamasında alınan 3.12.2011 tarihli ifadesinde, aracını 2.12.2011 günü ikametinin önüne kilitleyerek park ettiği, ertesi gün aracının yanına vardığında çalındığını anladığı yolunda beyanda bulunduğu, yargılama aşamasında ise dinlenmediği, suça konu aracın 4.12.2011 günü gece saatlerinde sanıklar tarafından ittirilmek suretiyle götürüldüğü sırada kolluk güçlerinde şüphe üzerine sanıkların yakalandığı, motor ve plaka bilgilerinin sorgulamasında aracın bir gün önce müştekiden çalınan araç olduğunun tespit edildiği, 4.12.2011 tarihli görgü tespit tutanağında araç üzerinde her hangi bir zorlama izi olmadığı, kontak anahtarının kontak üzerinde takılı olduğu, araç işletmesinin yerinde olduğu aracın yürür ve çalışır vaziyette olduğunun yakıt deposunun ise boş olduğunun tespit edildiği, sanıkların atılı suçu kabul etmedikleri, söz konusu aracın yolun ortasında terk vaziyette olduğu, kendilerinin de trafiğe yardımcı olmak amacıyla aracı ittirdiklerini söylediklerinin anlaşılması karşısında müştekinin yöntemine uygun şekilde celp edilerek suça konu aracının kapılarını kilitleyip kilitlemediği, kontak anahtarını üzerinde bırakıp bırakmadığı, aracın anahtarı ile birlikte çalınıp çalınmadığı hususlarının kendisine sorularak eylemin TCK’nın 141/1 veya 142/2-d maddeleri kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilerek, elde edilecek sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve tespiti gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Başka suçtan aynı yargı çevresi içinde bulunan Konya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olduğu anlaşılan sanık S.. P..’nın, hükmün tefhim kılındığı 2.10.2012 tarihli oturumda hazır edilmeksizin hükümlülüğüne karar verilmek suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 196. maddesine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması,
3-Müştekinin aracını 2.12.2011 günü ikametinin önüne park ettiği, ertesi gün sabah saat 09.30 sıralarında aracının yanına vardığında aracının çalındığını fark ettiği, suça konu aracın 4.12.2011 günü gece saat 00.20 sıralarında sanıklar tarafından ittirilmek suretiyle götürüldüğü sırada şüphe üzerine kolluk güçlerince araca el konularak sanıkların yakalandıkları, suç tarihinde UYAP kaydına göre güneşin saat 16.35 te battığı ve gecenin saat 17.35 ten itibaren başladığı, ancak sanıkların atılı suçu kabul etmedikleri gibi suç saatine ilişkin de bir beyanda bulunmadıkları, bu haliyle suç saati tespit edilemediğinden sanıklar lehine yorumla eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulü gerektiği anlaşılmakla sanıklar hakkında kurulan hükümde TCK’nın 143. maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
4-5237 sayılı TCK’nun 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
5-Sanık S.. P..’nın adli sicil kaydında yer alan Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/949-1002 Esas-Karar sayılı 27.2.2011 tarihinde infaz edilen 1 yıl 8 ay hapis cezası ile mahkumiyete dair ilamın TCK’nın 58. maddesi uyarınca tekerrüre esas bulunduğunun değerlendirilmemesi,
6-Bu dava sebebiyle yapılan 18 TL davetiye giderinden her bir sanığın sarfına neden olduğu 9 TL nin 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanıklara yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar S.. G.. ve S.. P..’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, ceza süresi yönünden sanıkların kazanılmış haklarının gözetilmesine, 21.10.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.