Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/9261 E. 2014/35852 K. 16.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/9261
KARAR NO : 2014/35852
KARAR TARİHİ : 16.12.2014

Tebliğname No : 6 – 2013/173325
MAHKEMESİ : Tire 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/11/2012
NUMARASI : 2012/57 (E) ve 2012/428 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık H.. D.. ve sanık T.. Ö..’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine ‘‘53/1.maddesinde belirtilen ve 53/3.maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3.maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ tümcesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanıklar hakkında konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı mala zarar verme suçunun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından cezalandırılmaları için kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda, 02.11.2012 tarih 2012/57-428 Esas-Karar sayılı karar ile sanıkların hırsızlık
Suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, ancak konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından sehven hüküm kurulmadığından bahisle dosyanın resen ele alınarak, 06.11.2012 günü ek karar ile konut dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından da sanıklara caza verildiğinin anlaşılması karşısında; sanıklara ve müştekiye yöntemine uygun şekilde tebligat çıkartılarak duruşma açıldıktan sonra karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
2-Ceza Genel Kurulunun 27/12/1993 gün ve 4/169-354 sayılı kararında, konutun, “kişilerin devamlı veya geçici olarak yerleşmek ve barınmak amacıyla oturmalarına elverişli yerler” olarak tanımlandığı, konut dokunulmazlığını ihlal suçunda korunan yararın kişi hürriyeti olduğu, müştekinin beyanları ve olay yerini gösterir fotoğrafların incelenmesinde, suça konu yerin, bahçe içinde iki adet odadan ibaret eski bir ikamet olduğu, müştekinin bu yerde oturmadığı ancak burayı yiyecek eşyalarını koymak üzere depo niyetine kullandığı, bu yerin müştekinin asıl ikametgahının eklentisi niteliğinde bir yer de olmadığı ve bu halde suça konu deponun konut sayılamayacağının anlaşılması karşısında, atılı konut dokunulmazlığının ihlali suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
3-Dosya kapsamına göre müştekinin 24.1.2012 günü sabah saat 09.00 sıralarında depo olarak kullandığı eski evine 350 kg zeytinyağını getirip bıraktığı, ertesi gün saat 11.30 sıralarında bu yere tekrar geldiğinde zeytinyağının çalındığını fark ettiği; UYAP sorgulamasında suç tarihinde güneşin saat 07.19 da doğup; saat 17.29 da battığı, gece sayılan zaman dilimin 18.29 da başlayıp, saat 06.19 da sona erdiği, sanıkların atılı suçu kabul etmediklerinin anlaşılması karşısında eylemin gece sayılan vakitte işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle “şüpheden sanık yararlanır” evrensel ceza hukuku prensibi uyarınca, hırsızlık suçu bakımından, 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesince ceza arttırımına gidilmediği halde, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan hüküm kurulurken, aynı Yasanın 116/1-4. maddeleri uygulanmak suretiyle fazla ceza tayin edilmiş olması,
4-5237 sayılı TCK.nun 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık H.. D.. ve sanık T.. Ö..’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 16.12.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.