Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/697 E. 2014/22181 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/697
KARAR NO : 2014/22181
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/253369
MAHKEMESİ : Adana 1. Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/06/2012
NUMARASI : 2012/594 (E) ve 2012/725 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 19.06.2006 yerine 13.03.2007 olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
I-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Müştekinin olaydan hemen sonra kollukta alınan 19.06.2006 tarihli ifadesinde; “18.06.2006 tarihinde 13:30 sıralarında evine geldiğini, bu saatten sonra dışarı hiç çıkmadığını, 19.06.2006 tarihinde saat 02:00 sıralarında havanın sıcak olması nedeniyle balkonda yattığını, saat 11:00 sıralarında uyandığında hırsızlığı fark ettiğini” beyan ettiği, suçu birlikte işledikleri iddia olunan dört sanıktan, Y.. A.. ve F.. Ö..’ın suçu kabullenmedikleri, suç tarihinden epey süre sonra başka bir suç nedeniyle yakalanan sanık K.. U..’in kollukta müdafii eşliğinde alınan 12.03.2007 tarihli ifadesinde; suçu 22.30 sıralarında işlediklerini (aynı savunmasında değişik tarihlerde işlediğini ikrar ettiği 7 farklı suçu da saat 22.30 sıralarında gerçekleştirdiğini) beyan ettiği, yargılandığı Adana 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/305 esas numaralı dosyasında alınan 10.05.2007 tarihli savunmasında; “olay günü tam olarak saatini hatırlamıyorum, ancak hava karanlıktı geceydi” şeklinde beyanda bulunduğu, sanık M..P..’nun ise soruşturma aşamasında müdafii eşliğinde alınan 29.05.2007 tarihli ifadesinde; “eve girildiğinde hava kararmak üzereydi” şeklinde beyanda bulunduğu, talimat mahkemesince alınan 08.07.2009 tarihli savunmasında ise suç saati hakkında açıklamada bulunmadığı,
Müştekinin olaydan hemen sonra sıcağı sıcağına alınan ifadesinde, olay günü saat 02:00 sıralarında uyuduğunu ve o saate kadar da evden hiç ayrılmadığını beyan etmesi karşısında; olaydan epey süre sonra alınan, sanık K. U..n suçu saat 22:30 sıralarında işlediklerine ve M..n da eve girildiğinde havanın kararmak üzere olduğuna ilişkin beyanlarına itibar edilemeyeceği, diğer beyanlara göre de suçun geceden sayılan zaman diliminde işlendiğinin sabit olmadığı anlaşılmakla; suçun gündüz saatlerinde işlendiğinin kabulü gerektiği halde TCK’nın 143/1. maddesi gereğince uygulama yapılarak suça sürüklenen çocuk hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk F.. Ö.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından; TCK’nın 143. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılarak, aynı Yasanın 142/1-b, 31/3, 62/1 maddesi uyarınca sanık hakkında belirlenen sonuç cezanın 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına indirilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Müştekinin olaydan hemen sonra kollukta alınan 19.06.2006 tarihli ifadesinde; “18.06.2006 tarihinde 13:30 sıralarında evine geldiğini, bu saatten sonra dışarı hiç çıkmadığını, 19.06.2006 tarihinde saat 02:00 sıralarında havanın sıcak olması nedeniyle balkonda yattığını, saat 11:00 sıralarında uyandığında hırsızlığı fark ettiğini” beyan ettiği, suçu birlikte işledikleri iddia olunan dört sanıktan, Y..A.. ve F.. Ö..’ın suçu kabullenmedikleri, suç tarihinden epey süre sonra başka bir suç nedeniyle yakalanan sanık K..U..’in kollukta müdafii eşliğinde alınan 12.03.2007 tarihli ifadesinde; suçu 22.30 sıralarında işlediklerini (aynı savunmasında değişik tarihlerde işlediğini ikrar ettiği 7 farklı suçu da saat 22.30 sıralarında gerçekleştirdiğini) beyan ettiği, yargılandığı Adana 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/305 esas numaralı dosyasında alınan 10.05.2007 tarihli savunmasında; “olay günü tam olarak saatini hatırlamıyorum, ancak hava karanlıktı geceydi” şeklinde beyanda bulunduğu, sanık M.. P..nun ise soruşturma aşamasında müdafii eşliğinde alınan 29.05.2007 tarihli ifadesinde; “eve girildiğinde hava kararmak üzereydi” şeklinde beyanda bulunduğu, talimat mahkemesince alınan 08.07.2009 tarihli savunmasında ise suç saati hakkında açıklamada bulunmadığı,
Müştekinin olaydan hemen sonra sıcağı sıcağına alınan ifadesinde, olay günü saat 02:00 sıralarında uyuduğunu ve o saate kadar da evden hiç ayrılmadığını beyan etmesi karşısında; olaydan epey süre sonra alınan, sanık K.. U..in suçu saat 22:30 sıralarında işlediklerine ve M..’ın da eve girildiğinde havanın kararmak üzere olduğuna ilişkin beyanlarına itibar edilemeyeceği, diğer beyanlara göre de suçun geceden sayılan zaman diliminde işlendiğinin sabit olmadığı anlaşılmakla; suçun gündüz saatlerinde işlendiğinin kabulü gerektiği halde TCK’nın 116/4. maddesi gereğince uygulama yapılarak suça sürüklenen çocuk hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk F.. Ö.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.