Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/5697 E. 2014/34029 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5697
KARAR NO : 2014/34029
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

Tebliğname No : 6 – 2013/160220
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2011/583 (E) ve 2012/1319 (K)
SUÇ : Hırsızlık, kasten yaralama

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
CMK’nın 232. maddesinin 2. fıkrasının d bendine aykırı şekilde, hükümde sanık B.. K..’un tutuklulukta kaldığı tarih ve sürenin gösterilmemesi mahallinde tamamlanması mümkün eksiklik olarak kabul edilmiş; 07.08.2011 tarihli görgü tespit tutanağı içeriğine göre sanık B.. K.. hakkında mala zarar verme suçundan dava zamanaşımı süresi içeriisnde işlem yapılması mümkün görülmüş, tutukluk altında geçirdiği süre nedeniyle sanık B.. K.. hakkında TCK’nın 63. maddesinin uygulanmasına karar verilmemesi ise, hükümlülüğün yasal sonucu olup, infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.
I-Sanık B.. K.. hakkında katılan sanık A.. D..’e yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hüküm ile ilgili temyiz talebinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun, kendi altsoyu açısından koşullu salıverme tarihine; kendi altsoyu dışındaki kişiler yönünden ise, cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık B.. K..’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında yer alan ”53. maddenin uygulanmasına’’ ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine ‘‘53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum
olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık B.. K.. hakkında hırsızlık ve D.. L.. kimliğini kullanan şahsa yönelik kasten yaralama suçları ile sanık A.. D.. hakkında katılan sanık B.. K..’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükümler ile ilgili temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık suçunun sanık B.. K.. tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Çalınan malzemelerin Devlet Hava Meydanları İşletmesine ait eski iç hatlar terminalinden çıkma kullanılmayan yürüyen merdivenlere ait parçalar olduğu anlaşılmakla, suça konu malzemelerin kamu yararına ya da hizmetine tahsis edilmiş eşya sayılamayacakları, 07.08.2011 tarihli görgü ve tespit tutanağı içeriğine göre, suça konu malzemelerin “depo olarak kullanılan ve çevresi tel örgülerle çevrili olan bir yerden” çalındığının belirtilmesi karşısında, sanık B.. K..’un eyleminin TCK’nın 142/1-b maddesine uyduğu gözetilmeden hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-07.08.2011 tarihli yakalama ve muhafaza altına alma tutanağı içeriğine göre, sanık B.. K..’un hakkında verilen mahkumiyet hükmünü temyiz etmeyen A.. Ç.. ve D.. L.. kimliğini kullanan şahısla birlikte kolluk görevlileri tarafından yakalandıklarında, müştekinin herhangi bir başvurusu da bulunmadan önce, nereden hırsızlık yaptıklarını gösterdikleri ve ele geçen çalıntı eşyaların dava açılmadan müşteki tarafa teslim edildiğinin anlaşılması karşısında; sanık B.. K.. hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde TCK’nın 168/1 maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Kendisini D.. L.. olarak tanıtan şahsın, 08.08.2011 tarihli polis ifadesinde, “sanık B.. K..’un hırsızlık yapmaya gideceklerini söylediğini, kabul etmeyince elinde bulunan demiri eline vurup yaraladığını” yani hırsızlık suçunun işlenmesinden önce sanık B.. K..’un kendisini darp ettiğini iddia ettiği anlaşılmakta, yine 08.08.2011 tarihli saat 01:23’de düzenlenen raporda, “şahısta sağ el bileği ön yüzde çizgi şeklinde sıyrık olduğu” belirtilmekte ise de; hırsızlık suçunun gerçekleşmesinden sonra alınan nezaret giriş çıkış raporlarında D.. L.. ismini kullanan şahısta darp ve cebir izi bulunmadığının yazılı olduğunun anlaşılması karşısında, sanık B.. K..’un D.. L.. kimliğini kullanan şahsa yönelik kasten yaralama suçunu işlediğine dair delil bulunmadığı gözetilmeden hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Katılan sanık B.. K..’un baştan beri ısrarla katılan sanık A.. D..’in aralarındaki tartışmadan sonra kendisine tüfekle ateş ettiğini, bu nedenle kaçtığını beyan etmesine karşın, alınan raporunda ateşli silah yarasına rastlanmadığı, olay yerinde de silah kullanıldığına dair bir bulgu tespit edilemediği, B.. K..’un, diğer sanığın kendisine vurduğuna dair bir iddiasının da olmadığı, kendisini D.. L.. olarak tanıtan şahsın polis tarafından tutulan 08.08.2011 tarihli samimi görülen beyanına göre, B.. K..’un
A.. D..’e saldırıp kafasına demirle vurup kaçtığının anlaşılması karşısında; sanık A.. D..’in katılan sanık B.. K..’a yönelik yaralama suçunu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
5-Sanık B.. K.. hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun, kendi altsoyu açısından koşullu salıverme tarihine; kendi altsoyu dışındaki kişiler yönünden ise, cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar B.. K.. ve A.. D..’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, hırsızlık suçuna ilişkin (1) ve (2) numaralı bozmadan hakkında verilen mahkumiyet hükmü kesinleşen diğer sanık A.. Ç..’in de yararlandırılmasına, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi