Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/4951 E. 2014/5245 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4951
KARAR NO : 2014/5245
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

Tebliğname No : 6 – 2013/389230
MAHKEMESİ : Erciş Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/09/2013
NUMARASI : 2013/652 (E) ve 2013/759 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde;
Tekerrüre esas olabilecek hükümlüğü bulunan sanığın hangi ilamının tekerrüre esas alındığı hükümde gösterilmemiş ise de, infaz aşamasında bu hususta mahkemesinden karar alınması mümkün görüldüğünden, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun gece sayılan zaman dilimi içerisinde işlenmesi nedeniyle doğrudan 5237 sayılı TCK.nın 116/4. maddesi gereğince hüküm kurulması gerekli iken, öncelikle aynı Yasanın 116/2. Maddesi gereğince teşdiden hüküm kurulup, bilahare cezanın maddenin 4. fıkrası gereğince 1 yıl olarak belirlenmesi ise karşı temyiz olmadığından ve sonuca etikli görülmediğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmaması suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. E..’nin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından “TCK’nın 53. maddesi ile ilgili hüküm fıkrası çıkarılarak yerine ‘‘TCK’nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına’’ tümcesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
Tekerrüre esas olabilecek hükümlüğü bulunan sanığın hangi ilamının tekerrüre esas alındığı hükümde gösterilmemiş ise de, infaz aşamasında bu hususta mahkemesinden karar alınması mümkün görüldüğünden,bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık Zeki’nin sanık Serkan ile iştirak halinde çaldıkları eşyaların yerini göstermek suretiyle katılanlara tam ve eksiksiz iadenin sağlandığının anlaşılması karşısında, sanık Serkan hakkında 5237 sayılı Yasanın 168/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Mahkemece 5271 sayılı Yasası’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, sanığa, yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olduğunun gözetilmemesi,
3-TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmaması suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. E..’nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 19.02.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.