Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/34539 E. 2015/20441 K. 21.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/34539
KARAR NO : 2015/20441
KARAR TARİHİ : 21.12.2015

Tebliğname No : 2 – 2014/339284
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 27. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/06/2013
NUMARASI : 2013/208 (E) ve 2013/426 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I- Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükmolunan cezanın türü ve miktarına göre, 1412 sayılı CMUK’un 5219 sayılı Yasa ile değişik 305/1. maddesi gereğince hükmün temyizi olanaklı bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince sanık İ.. A..’ın temyiz talebinin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II- Sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan (iki kez) kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanığın tekerrüre esas alınan ilamında, TCK’nın 58. maddesi uygulanmış olması karşısında, tekerrür hükümleri uygulanırken 5275 sayılı Yasanın 108/3. maddesi uyarınca ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği halde, ilk kez tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık İ.. A..’ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- Sanık hakkında hırsızlık suçundan (iki kez) kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanığın tekerrüre esas alınan ilamında, TCK’nın 58. maddesi uygulanmış olması karşısında, tekerrür hükümleri uygulanırken 5275 sayılı Yasanın 108/3. maddesi uyarınca ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği halde, ilk kez tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın kesintisiz takip olmadan yakalandığının anlaşılması karşısında, hırsızlık suçlarının tamamlanmış olması dikkate alınmadan, sanık hakkında TCK’nın 35. maddesi uyarınca indirim yapılarak eksik ceza tayin edilmiş olması,
2-Sanığın soruşturma aşamasında suçlamayı kabul ederek ele geçen eşyaları çaldığı yeri kolluk görevlilerine bildirerek şikayetçilere soruşturma tamamlanmadan iadeyi sağladığının anlaşılması karşısında, TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Sanığın çaldığı eşyaların değerleri şikayetçilerden sorulmak suretiyle tespit edilip sonucuna göre suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması halinde TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılıp yapılmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-“Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık İ.. A..’ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.