YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/34384
KARAR NO : 2014/37192
KARAR TARİHİ : 25.12.2014
Tebliğname No : KYB – 2014/251195
Hakkı olmayan yere tecavüz, mala zarar verme ve tehdit suçlarından şüpheliler A.. U.. ve diğerleri hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/12/2013 tarihli ve 2013/4841 soruşturma, 2013/3411 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/02/2014 tarihli ve 2014/109 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 26/06/2014 tarih ve 2014/13090/43900 sayılı yazısı ile Kanun Yararına Bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/07/2014 tarih ve 2014/251195 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle incelendi.
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Dosya kapsamına göre;
1- Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/02/2014 tarihli ve 2014/109 değişik iş sayılı kararının kesin olması karşısında, itiraz konusu hakkında aynı Mahkemece 07/02/2014 tarihli ve 2014/126 değişik iş sayılı kararı ile yeniden bir karar verilmesinde,
2- Müştekilerin . Köyü A..Ağa Çiftliği mevkiinde bulunan 92 dönüme yakın tarlalarında yetiştirdikleri mısırın, adı geçen şüphelilerce habersizce biçtirilerek mısır alım satımı yapan A..t A.. isimli şahsa satıldığı iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, soyut iddia dışında şüphelilerin üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair dava açmaya yeter kanıt ve emare bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, öncelikle müştekilerin iddiasına konu, A.. A.. Çiftliği mevkiindeki arazilerinde yetiştirdikleri ancak kendilerinin hasat etmedikleri, A.. A..ı’ya satılan mısırın -mahallinde keşif yapılarak, aldırılacak bilirkişi raporu, tanık beyanları ve tesadüf edilecek diğer delillerle- tarımının yapıldığının ve müştekilerce hasat edilmediğinin tespit edilmesi durumunda, şüphelilerin savunmalarına dayanak teşkil eden “A..A..ı isimli şahsa satılan mısırın kendi arazilerinde yetiştirdikleri mahsul olması” hususunun açıklığa kavuşturulması gerekeceğinden, mahallinde keşif yapılarak, şüphelilerin söz konusu tarihlerde arazilerinde mısır tarımı yapıp yapmadığının araştırılarak ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına yapılan itirazın reddine
karar verilmesinde, isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbar yazısı, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden kabulü ile, hırsızlık suçundan sanık A.. U..’la birlikte oniki kişi hakkında Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 04.02.2014 gün ve 2014/109 değişik iş sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.