Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/34081 E. 2015/20327 K. 21.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/34081
KARAR NO : 2015/20327
KARAR TARİHİ : 21.12.2015

Tebliğname No : 6 – 2013/389196
MAHKEMESİ : Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2013/162 (E) ve 2013/649 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmasında atılı suçlamayı kabul etmeyip olay günü parkta arkadaşı ile oturduğunu, 17:15 gibi arkadaşından ayrıldığını, yaya olarak giderken tuvalet ihtiyacı için boş araziye girdiğini ve orada polis tarafından yakalandığını, olayla ilgisi olmadığını beyan ettiği, savunma tanığı N.. İ..’nin sanık ile 15:40’ta işten çıktıklarını, demiryolu hastanesi bahçesinde bir süre oturup sonra ayrıldıklarını beyan ettiği, olay yerinde yapılan parmak izi araştırmasında müştekinin parmak izinden başka bir delil elde edilemediği, tanık polislerin mahkeme aşamasındaki beyanlarında olay yerine intikal ettiklerinde duvar dibinde üç kişi gördükleri, kaçtıkları, takip sonucu kaçan şahıslardan sanığın hobi bahçeleri içerisinde yakalandığı ve eşgale uygun olduğunu belirttikleri, dosya içinde bulunan tutanakta ise ihbar üzerine intikal edildiği, kavşak üzerine gelindiğinde kaçan üç şahıs görülmesi üzerine araçtan inilerek yaya olarak kovalandıkları, hobi bahçesi içinde kaçarken üzerindeki eşyalardan tanınan sanığın yakalandığının belirtildiği, dosya içerisinde olayı ihbar eden tanıkların isimlerinin ve beyanlarının bulunmadığı, tanık polis memurlarının olay anına ilişkin tutanakları ile mahkeme aşamasındaki beyanları arasında çelişki bulunduğu, kaçan şahısların eşgallerine ilişkin somut bir beyanın dosya içinde bulunmadığı anlaşılmakla; ceza yargılamasında mahkumiyetin kesin delillere dayanılarak verilmesi gerektiği gözetilerek sanığın atılı suçları işlediğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanmadan sanığın beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule Göre de;
2- Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra (b) bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanık hakkında mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendindeki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun uygulanamayacağı, buna karşılık aynı maddenin 1. fıkrasının (a) ve (d) bentleri ile (c) bendindeki kendi altsoyu dışındaki kişiler bakımından velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluklarının uygulanması gerektiğinin, (e) bendindeki hak yoksunluğunun ise uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Suç tarihinde sanığın sabıkasız olması, konut dokunulmazlığını bozma suçu yönünden somut bir zararın söz konusu olmaması, sanık hakkında bir daha suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat ile cezanın ertelenmesine karar verilmiş olması karşısında; “talep bulunmadığından” şeklinde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında ertelemeye göre daha lehe olan CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık A.. T.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.