Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/33690 E. 2015/18482 K. 24.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/33690
KARAR NO : 2015/18482
KARAR TARİHİ : 24.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2013/401581
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2013
NUMARASI : 2007/187 (E) ve 2013/886 (K)
SUÇ : Hırsızlık, görevi yaptırmamak için direnme

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık Ş.. E.. hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin verilen kararların 5271 sayılı Yasanın 231/12. maddesi uyarınca itiraz yolu açık olup temyizi olanaklı olmadığından, itiraz merciince karar verilmek üzere, dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
II-Sanık Ş.. E.. hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
Hırsızlık suçuna konu aracın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53. madde 1. fıkra (b) bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Ş.. E.. müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Sanığın kasten işlemiş olduğu hapis cezasının kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde belirtilen haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına ve (c) bendinde yer alan velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun kendi alt soyu bakımından sanık hakkında uygulanmamasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Suça sürüklenen çocuklar U.. Ö.., T.. U.. ve R.. A.. hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11.12.2012 tarih, 2012/1247 Esas ve 2012/1842 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesinde düzenlenen suçun gece vakti işlenmesinin suçun daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli hâli olması nedeniyle aynı Kanun’un 66/3. maddesi uyarınca dava zamanaşımı sürelerinin hesabında dikkate alınacağı öngörüldüğünden, zamanaşımı sürelerinin bu suçlar yönünden 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d maddesine tabi olduğu ve henüz bu sürelerin suça sürüklenen çocuklar U.. Ö.., T.. U.. ve R.. A.. hakkında da dolmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
Hırsızlık suçuna konu aracın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suça sürüklenen çocuklar U.. Ö.. ve T.. U.. müdafii ile suça sürüklenen çocuk R.. A.. müdafiinin temyiz istemleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
IV-Suça sürüklenen çocuk U.. Ö.. hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesine gelince;
TCK’nın 66/3. maddesi gözetildiğinde, görevi yaptırmamak için direnme suçunun aynı Yasanın 265. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen “birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi” ve aynı maddenin 4. fıkrasında düzenlenen “silahla işlenmesi” nin, suçun daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli halleri olması nedeniyle dava zamanaşımı sürelerinin hesabında dikkate alındığında, zamanaşımı süresinin dolmadığı kabul edilerek yapılan incelemede;
15.02.2007 tarihli yakalama tutanağı içeriği ve mağdur görevlilerin beyanlarına göre, suça sürüklenen çocuk U.. Ö..’ın olayın diğer sanığı Ş.. E.. ile birlikte silahtan sayılan tornavida ile görevlilere saldırdığının ve üst aramasında suça konu tornavidanın ele geçirildiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk Umut’un üzerine atılı görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyeti yerine, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 24.11.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.