Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/32629 E. 2015/17450 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/32629
KARAR NO : 2015/17450
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2013/394671
MAHKEMESİ : Eğirdir Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2012/73 (E) ve 2013/248 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Suça sürüklenen çocuklar hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde;
İşyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan üçer kez olmak üzere ayrı ayrı hükmolunan neticeten 1.500 TL adli para cezasına ilişkin hükümler miktar itibariyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 305/1. maddesi uyarınca kesin olup temyiz kabiliyeti bulunmadığından suça sürüklenen çocuklar Y.. S.. ile R.. Ç.. müdafiinin temyiz isteminin aynı Yasanın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suça sürüklenen çocukların her bir müştekiye yönelik eylemleri nedeniyle ayrı ve bağımsız biçimde değerlendirme yapılarak, uygulama maddeleri ayrı ayrı gösterilip denetime olanak sağlayacak biçimde ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, toplu uygulama yapılması suretiyle CMK’nın 232. maddesine aykırı davranılması,
2-22.10.2011 tarihli tutanak içeriğine göre, ihbar üzerine olay yerine giden kolluk kuvvetlerinin suça sürüklenen çocukları müştekilerden M.. Ç..’e ait işyeri içerisinden çıkarak motosiklete binip kaçtıkları sırada kovalamaca sonucu kesintisiz takip ile yakaladıklarının anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocukların eylemlerinin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, suça sürüklenen çocuklar hakkında tamamlanmış hırsızlık suçundan hüküm kurulması,
3-Müşteki H.. A..’in 04.10.2012 tarihli celsede alınan beyanına göre; müştekinin işyerinden 4-5 TL para ile 10-15 TL tutarında kırtasiye malzemesi çalan suça sürüklenen çocuklar hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerekip gerekmediğinin karar yerinde tartışılmaması,
4-Müştekilerden M.. Ç..’e ait işyerinden hırsızlık yaptıkları sırada yakalanan suça sürüklenen çocukların yakalandıklarında, henüz müşteki H.. A..’in başvurusu olmadan önce hırsızlık yaptıkları yeri göstermek suretiyle, suça konu malların emanete alınmasını sağladıklarının anlaşılması karşısında, haklarında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
5-22.10.2011 tarihli olay yeri tespit tutanağı ile muhafaza altına alma tutanağı içeriğine göre; suça sürüklenen çocuklar polis aracı ile muayene için hastaneye götürüldükleri sırada müştekilerden S.. B..’in işyerinden çaldıkları sigaraları sakladıkları yeri göstermek suretiyle iadeyi sağladıkları halde, haklarında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
6-Suça sürüklenen çocuk Y.. S..’in, 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesinin yollamasıyla kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesine ilişkin olarak TCK’nın 50/1. maddesinin uygulanmamasına esas geçmişte hapis cezası var ise de, Isparta 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.04.2011 tarih, 2010/434 Esas ve 2011/151 Karar sayılı ilamına konu cezaların kısa süreli erteli hapis cezalarından ibaret olduğunun anlaşılması karşısında, anılan ilamdaki hapis cezalarının TCK’nın 50/1. maddesi gereğince uygulama yapılmasında zorunluluk olup olmadığı araştırılarak kısa süreli hapis cezalarının buna göre yeniden adli para cezası veya tedbirlerden birisine çevrilip çevrilmeyeceğinin değerlendirilmemesi,
7-Sosyal inceleme raporu için harcanması zorunlu kamu masrafı niteliğinde bulunması nedeniyle bilirkişiye ödenen 200 TL’nin suça sürüklenen çocuklara yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye aykırı davranılması,
8-Sosyal inceleme raporu için bilirkişiye ödenen ücret çıkarıldıktan sonra geriye kalan toplam 39,25 TL’den suça sürüklenen çocuklara payları oranında yüklenen yargılama giderininin inceleme tarihi itibariyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan daha az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi gereğince Devlet hazinesine yüklenilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar Y.. S.. ile R.. Ç.. müdafiinin temyiz istemi bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 10.11.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.