YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/32063
KARAR NO : 2015/17433
KARAR TARİHİ : 10.11.2015
Tebliğname No : 6 – 2013/406074
MAHKEMESİ : Adana 12. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2013/462 (E) ve 2013/848 (K)
SUÇ : Hırsızlık
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay CGK’nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 esas ve 2013/106 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yetmez. Failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyi niyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi gerekir. Esasen iyi niyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya el konulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya el konulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satın alana iade edilmemesi halinde, satın alana devlet eliyle haksızlık yapılmış olur. Somut olayda, suça konu kurusıkı tabancayı satın alan hakkında TCK’nın 165. maddesinden soruşturma dahi yapılmadığından iyiniyetli olduğundan, hırsızlık suçunun faili, çaldığı para ve cep telefonunu mağdura tazmin etmiş ise de, satın alandan elde ettiği parayı satın alana teslim etmesi halinde, etkin pişmanlık hükümleri uygulanabileceği için 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi uyarınca müştekiden kısmi geri vermeye rızası bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre sanık hakkında aynı Kanun’un 168/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı belirlenmeden sanık hakkında TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanması ve sanığın denetim süresi içerisinde yeniden suç işlemesi sonucunda 5271 sayılı CMK’nın 231/11 maddesindeki düzenlemeye uygun olarak önceki hükmün değiştirilmeden açıklanması zorunluluğu nedeniyle, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanması suretiyle sonuçta eksik cezaya hükmedilmesi aleyhe temyiz nedeni olmadığından ve 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, sanığa yüklenen yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle Devlet Hazinesi üzerinde bırakılması hususu ise infaz aşamasında re’sen dikkate alınabileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık Ö.. K.. müdafiinin temyiz
istemi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.