Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/31821 E. 2015/17354 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/31821
KARAR NO : 2015/17354
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2013/389150
MAHKEMESİ : İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2012/19 (E) ve 2013/735 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Şikayetçinin kollukça gösterilen polnet fotoğraflarından cebindeki parayı çalan kişiler olarak mahkumiyetini temyiz etmeyen diğer sanık Serhat ile sanığı tereddütsüz şekilde teşhis ettiği, arkası dönük şekilde kendisine bakarak yürüdüğünden bahisle tereddütsüz teşhis ettiği Ahmet’in ise suçu işleyip işlemediğini bilmediğini ifade ettiği, sonrasında da kolllukça yakalanmakla gösterildiğinde canlı olarak sanık Serhat’ı da teşhis ettiği böylece, şikayetçinin tüm aşamalarda çelişkisiz ve tutarlı beyanlarda bulunduğunun anlaşılması ile sanıkların birbirilerini tanıdıkları şeklindeki inkar içeren savunmaları karşısında, tebliğnamedeki eksik araştırma bozması isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık B.. A..’un temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ” ilişkin bölümün çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.