Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/31818 E. 2015/16921 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/31818
KARAR NO : 2015/16921
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2013/389319
MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2013
NUMARASI : 2012/1290 (E) ve 2013/876 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Yokluğunda verilen gerekçeli kararın, sanığın sırasında verdiği adrese gönderilmesi üzerine “aynı hanede tebellüğe ehil” şerhi ile C.. Y..’a tebliğ edildiği ve temyiz edilmediğinden kesinleştirilmiş ise de; sanık müdafiinin temyiz dilekçesine ekli nüfus kayıt örneğinden 15.04.1997 doğumlu C.. Y..’un tebliğ tarihinde 18 yaşından küçük olduğunun anlaşılması karşısında; tebliğ işleminin 7201 sayılı Kanun’un 22. maddesine aykırı şekilde yapıldığı anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK’nın 40 ve 42. maddeleri gereğince eski hale getirme talebinin kabulü ile temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Müştekinin 05.05.2009 tarihli ifadesinde; sanık Y.. K..’a sürücü belgesi fotokopisini veren kendisine ait daireden hırsızlık yapıp çalıntı işyerinde eşyayı satan M.. Y..’un aslında arkadaşı S… Y… olduğunu, buna karşılık 23.05.2012 tarihli ifadesinde; mahalleden arkadaşı olan Ç…n’ın S… Y… olduğunu söyleyerek tanıştırdığı şahsın aslında M.. Y.. olduğunu ve 27.03.2013 tarihli beyanında ise, M.. Y.. ismi ile dava açılan şahsın gerçek isminin S… Y… olduğunu söylediğinin; sanık Y.. K..’a verdiği sürücü belgesindeki fotoğrafın kendisine ait olduğunu müştekiye ait evden çalınan eşyanın satıldığına dair tutulan tutanaktaki imzanın kendisine ait olduğunu söyleyen ve 08.04.2011 tarihinde gece görevli kolluğun şüphe üzerine yakalayıp kimliği olmadığından beyanına göre adını M.. Y.. olarak açıklayan, parmak izi alınıp fotoğrafı çekilerek dosyaya eklenen şahsın, müştekinin evinin eşyasını satanın Ç… O… isimli şahıs olup kendisini sadece bu şahsı 150 TL komisyon karşılığında sanık Y.. K..’ın işyerine götürdüğünü, Ç… O…’ın bizzat Y… Ş… ile pazarlık yaptığını, Ç.. O…’ın kimliği yanında olmadığından belgeye kendi adının yazıldığını ve sürücü belgesinin fotokopisini verdiğini, belgedeki telefon numarasının ise Ç… O…’a ait olduğunu söylediğinin ve sanığın savunmasında, suçu kabul etmediğini, esnaf olduğunu sürekli ve suç tarihinde Gaziantep’te oturduğunu, Ankara’da sürücü belgesinin sahtesinin yapılmış olduğunu beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; suçu sanık M.. Y..’un ya da M.. Y..’un sahte kimliğiyle S… Y… ya da bir başkasının işlemiş olabileceği konusunda şüphe oluştuğundan, ilk olarak sanıktan temin edilecek parmak izi ve fotoğraflar ile dosya içinde mevcut 09.04.2011 tarihli parmak izi ve fotoğraf kayıt formu ile
karşılaştırılma yapılmasının sağlanması; ikinci olarak sanığın savunmasının alınması sırasında alınan imza örnekleri ile Y.. K.. tarafından ibraz edilen tutanaktır başlıklı belgede satıcı M.. Y.. adı altındaki imzanın karşılaştırılmasının yaptırılarak bilirkişiden rapor alınması; üçüncü olarak 5271 sayılı CMK’nın 75. maddesi uyarınca sanığın vücudundan örnek alınarak, müştekinin evinin içinde bulunan sigara izmaritlerinden elde edilen genetik örnekler ile karşılaştırma yapılmasının sağlanması; dördüncü olarak sanık Y.. K.. ile M.. Y..’un yüzleştirilerek bunun mümkün olmaması halinde sanık M.. Y..’un fotoğrafı diğer sanık Y.. K..’a gösterilerek, müştekinin evine giren ve eşyayı çalıp satan şahsın sanık M.. Y.. olup olmadığının tespitine çalışılması; beşinci olarak sanık M.. Y.. ile müşteki Ü.. K..’un yüzleştirilerek, bunun mümkün olmaması halinde ise sanık M.. Y..’un fotoğrafı müştekiye gösterilerek beyanında adı geçen “S… Y…” isimli şahsın gerçekte sanık M.. Y.. olup olmadığının belirlenmeye çalışılması; altıncı olarak çalıntı ev eşyasını satan şahsın kullandığı 537 6. .. .5 nolu telefona ait HTS raporunda karşılıklı görüşmeleri tespit edilen ve dosyada nüfus kayıt örneği bulunan A.. S… Y…’ın 2002 yılında evlendiği ve 2005 yılında da boşandığı da göz önünde bulundurularak ilgili yerlerden temin edilecek fotoğrafının müştekiye gösterilip, beyanında adı geçen “S.. Y..” isimli şahsın gerçekte A.. S.. Y.. olup olmadığının belirlenmeye çalışılması; yedinci olarak müştekinin beyanında geçen mahalleden arkadaşı Ç..’ın kim olduğu ve açık kimliği müştekiden sorulup, bu kişinin tanık olarak beyanına başvurularak, müşteki ile tanıştırdığı kişinin açık kimliğinin sorulması ve diğer taraftan 08.04.2011 tarihinde yakalandığında adını M.. Y.. olarak bildiren şahsın ifadesinde adı geçen Ç… O…’ın müştekinin beyanında ismi geçen şahıs olabileceği düşünülerek tanığın, sanık Y.. K..’a gösterilerek, kendisine ev eşyasını satan şahsın yanında bu kişinin işyerine gelip gelmediğinin, bu kişi ile pazarlıklarının söz konusu olup olmadığının sorulması; sekizinci olarak 09.04.2011 tarihli parmak izi formunda yer alan parmak izi ve sigara izmaritlerinden elde edilecek olan genetik örneklerin veri bankasında karşılıklarının bulunup bulunmadığının araştırılması ve dosyada mevcut deliller ile toplanacak delillerin yeniden bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanık Y.. K.. ile tanıklar M.. D.. ve H.. D..’ün beyanlarında; müştekinin dairesinden 28.07.2008 tarihinden bir gün önce bir kısım eşyayı taşıdıklarını, ertesi gün tekrar bir kısım eşyayı almaya geldiklerinde M.. Y..’un gelmesini apartmanın önünde beklerken polisin yakaladığını söylediklerinin anlaşılması karşısında; sanığın müştekinin dairesinde bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda birden fazla hırsızlık yaptığına ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanmadan, sanık hakkında hırsızlık suçundan hükmolunan cezadan TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri gereği artırım yapılarak fazla ceza tayin edilmesi;
Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. Y.. müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.