Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/30584 E. 2014/32319 K. 11.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/30584
KARAR NO : 2014/32319
KARAR TARİHİ : 11.11.2014

Tebliğname No : KYB – 2014/300796

Hırsızlık ve mala zarar verme suçundan şüpheli B.. E.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/02/2013 tarihli ve 2012/118293 soruşturma, 2013/8350 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine dair Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/07/2013 tarihli ve 2013/573 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 14/08/2014 tarih ve 2014/15963/54195 sayılı Kanun Yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/09/2014 tarih ve 2014/300796 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle incelendi.
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/11/2007 tarihli ve 2007/9636 esas, 2007/9375 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında;
1-Müştekinin ikametinin kapısının kilidinin değiştirilmiş ve ikametinin içerisinin dağıtılmış olduğunun tespit edilmesi, müştekinin ise 25,000,00 Türk lirası değerinde eşyasının hırsızlanmış olduğunu beyan etmesi karşısında, müştekinin suçun faili hususunda şüphelendiğini beyan ettiği boşanma davaları devam eden şüpheli hakkında, savunması bile alınmaksızın ve gerekli soruşturma işlemleri yapılmadan, suçu şüphelinin işlediği sabit kabul edilerek şahsi cezasızlık sebebini düzenleyen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 167/1-a maddesi uyarınca verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına yönelik itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
2-“Kamu davasını açmada takdir yetkisi” başlığı altında düzenlenen, “Cezayı kaldıran şahsî sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsî cezasızlık sebebinin varlığı halinde, Cumhuriyet Savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir. ” şeklindeki 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 171/1. maddesi ile Cumhuriyet Savcısının kararına itirazı düzenleyen aynı Kanun’un 173/5. maddesindeki “Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz, “şeklindeki düzenleme birlikte nazara alındığında, somut olayda şahsi cezasızlık sebebi olduğu kabul edilerek Cumhuriyet Savcısınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın itirazı kabil kararlardan olmadığı gözetilmeden, bu karara yönelik itirazın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esastan incelenmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma istemine dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce, incelenen dosya içeriğine göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 167/1-a maddesi uyarınca şahsi cezasızlık sebebinin varlığı halinde koğuşturma yapılıp tamamlanması gerektiği de gözetilerek, sanığın suçu işleyip işlemediği hususunda bir kanaata varılarak,isnat edilen suçu işlediği ancak şahsi cezasızlık hali nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmişse, Cumhuriyet Savcısının bu kararını CMK’nun 171/1. maddesi gereğince vermesi gerektiği değerlendirilmeyerek söz konusu gerekçeyle red kararı verilmesinin doğru olmadığı kanaatine varılmış olmakla talep bu nedenlerle yerinde görüldüğünden Bakırköy 7.Ağır Ceza Mahkemesinin 04.07.2013 tarih ve 2013/573 Değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine, dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmesine, 11/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.