Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/30541 E. 2015/17491 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/30541
KARAR NO : 2015/17491
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2012/44762
MAHKEMESİ : Çorlu 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2011
NUMARASI : 2010/31 (E) ve 2011/440 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar vermek

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında, 08/01/2010 tarihli iddianame ile müşteki H.. Ö..’ya yönelik eylemler nedeniyle açılan dava hakkında zamanaşımı içerisinde karar verilmesi olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarının sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müştekiye ait eve giren sanıkların, ihbar üzerine olay mahalline gelen kolluk görevlilerince suça konu evin bahçesinde yakalandılarının sabit oluşu ve müştekinin çalınan herhangi bir eşyanın bulunmadığını belirtmiş olması karşısında; suçun teşebbüs aşamasında kaldığı düşünülmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
2-Dosya ve oluşa göre, fikir birliği içinde hareket edilerek birden fazla kişiyle birlikte gerçekleştirilen konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlerde TCK’nın 119/1-c. maddesinin uygulanmaması,
3-Mala zarar verme suçu nedeniyle meydana gelen zararı kovuşturma aşamasında gideren sanıklar hakkında, TCK’nın 168/2. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Adli sicil kayıtlarına göre suç tarihinde sabıkası bulunmayan sanıkların mala zarar verme suçundan oluşan zararı tazmin ettikleri, diğer suçlar nedeniyle doğmuş bir zararın bulunmadığı ve yeniden suç işlemeyecekleri hususunda kanaat oluştuğu belirtildiği halde, zararın karşılanmadığından bahisle sanıklar hakkında CMK’nın 231/5. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
5-Hırsızlık suçundan verilen ve kısa süreli olmayan erteli hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olarak TCK’nın 53. maddesi uyarınca uygulama yapılması gereğinin düşünülmemesi,
6-Olay mahallinde yakalandığında kimliğini E.. O.. olarak açıklayan sanıktan alınan parmak izlerinin, 1998 yılında yapılan bir tahkikatta Ç.. O.. isimli şahıstan alınan izlerle aynı olduğunun anlaşılmasına göre; dosyada E.. O.. ismiyle yargılanan sanığın gerçek kimliği araştırılıp E.. O.. olduğunun tespiti halinde iftira suçunun bu dosyaya ilişkin olarak işlenmemesi nedeniyle beraat kararı verilmesi; Ç.. O.. olduğunun anlaşılması halinde ise hakkındaki tüm suçlamalar nedeniyle gerçek kimliği ile dava açılarak iftira suçundan da mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde uygulama yapılması,
7-İftira suçuna yönelik bir eylemi bulunmayan sanık Ö.. Y.. hakkında düzenlenen 08.01.2010 tarihli iddianamedeki sevk ve nitelendirmeye göre, açılmış bir kamu davası da olmadığı gözetilmeden, sanığın iftira suçundan hükümlülüğüne karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın gözetilmesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.