Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/27952 E. 2014/28213 K. 15.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/27952
KARAR NO : 2014/28213
KARAR TARİHİ : 15.10.2014

Tebliğname No : 6 – 2013/332988
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2012/703 (E) ve 2013/361 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
I-02.07.2012 tarihli bozma ilamında da açıkça işaret olunduğu üzere, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilip, anılan yasanın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK’nın 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu; dosya kapsamına göre sanığın eyleminin 765 sayılı TCK’nın 493/1 ve 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, maddesine uyan hırsızlığın yanı sıra, aynı yasanın 116/1 ve 151/1 maddelerine uyan konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçunu da oluşturduğu ve bu suçlar yönünden CMK’nın 253 ve 254. maddelerinde öngörülen uzlaşma hükümlerinin uygulanma olanağı değerlendirilip sonucuna göre 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca denetime olanak verecek şekilde ayrı ayrı uygulamalar yapılıp, cezalar belirlenip, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden , yazılı şekilde hüküm kurulması,
II-765 sayılı TCK’nın lehe olduğu kabul edilmesine rağmen, kurulan hükümde 5237 Sayılı Kanuna ilişkin 62 ve 53/1. maddeleri ile uygulama yapılmak suretiyle hükümde karışıklığa neden olunması,
III-02.07.2012 tarihli bozma ilamında da açıkça işaret olunduğu üzere, suç tarihinin karar başlığında 23.01.2003 yerine , 24.01.2003 olarak yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık F.. H..’nün temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA , 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 Sayılı CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına, 15/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.