Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/2676 E. 2015/3435 K. 10.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2676
KARAR NO : 2015/3435
KARAR TARİHİ : 10.03.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme, özel belgede sahtecilik, hırsızlığa iştirak, suç eşyasının satın alınması
HÜKÜM : Mahkmiyet, beraat

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
14.04.2011 tarih 2011/4527 iddianame numaralı iddianame ile … hakkında, katılanlar … ve …’ya ait zeytinyağı fabrikasından gerçekleştirilen hırsızlık eylemine konu eşyaları bilerek kabul etme suçu nedeniyle ve bir kez olmak üzere TCK nın 165. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası ikame edildiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde …’ün sevk maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verildiği, iddianamede … hakkında müdahil kuruma yönelik her hangi bir eylemden bahsedilmediği gibi bu yönde her hangi bir hüküm de tesis edilmediği, müdahil kurum vekilinin 23.07.2012 tarihli temyiz dilekçesinde de …’e yönelik temyiz talebinde bulunmadığının anlaşılması karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle müdahil kurum vekilinin …’e yönelik temyiz talebinin iadesi yönünde görüş bildiren tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
I-Sanık … hakkında katılanlar … ve …’ya yönelik hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
14.04.2011 tarih 2011/4527 iddianame numaralı iddianame ile katılanlar … ve …’ya yönelik eylemde, sanık … yanında sanık … hakkında da TCK nın 207/1. maddesinin; katılan … AŞ ‘ye yönelik eylemde ise, diğer sanıklarla birlikte sanık … hakkında da aynı yasanın 152/1-a maddelerinin uygulanması talep edildiği halde bu hususta her hangi bir hüküm kurulmadığı görülmüş ise de sevk maddeleri uyarınca dava zamanaşımı süresi içinde karar verilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık … müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında özel evrakta sahtecilik suçu ile sanıklar …, … ve … hakkında katılanlar … ve …’ya yönelik hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık … hakkında katılan … AŞ ‘ye yönelik hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ve sanıklar ….. ve … hakkında katılan … AŞ ‘ye yönelik hırsızlık suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik olarak yapılan temyiz incelemesinde;
Dosya kapsamına göre, hakkında beraat kararı verilen nakliyeciler … ve …’in, katılanlar … ve …’ya ait zeytinyağı fabrikasından gerçekleştirilen hırsızlık eyleminde, sanık …’nun da bulunduğuna dair beyanları gözetildiğinde, sanık …’nun diğer sanıklar …, … ve … ile birlikte hırsızlık suçunun asli faili olduğu gözetilmeden, TCK’nın 37/1 maddesi yerine, yanılgılı değerlendirme ile “yardım eden” olarak kabulü ile cezasından aynı yasanın 39. maddesi uyarınca indirim yapılması, karşı temyiz olmadığından; sanık …’ın tekerrüre esas alınan …. 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/420 Esas 2010/274 Karar sayılı ilamının 2 ayrı cezayı içerdiği, bu halde yalnızca en ağır ceza niteliğinde olan 3 yıl hapis cezasının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden hapis cezası yanında 30 gün adli para cezası ile mahkumiyete ilişkin ilamın da karar yerinde gösterilmesi infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görüldüğünden bozma nedeni yapılmamış; 14.04.2011 tarih 2011/4527 iddianame numaralı iddianame ile katılanlar … ve …’ya yönelik eylemde, sanık … yanında diğer sanıklar …, … ve … hakkında da TCK nın 207/1. maddesi ile sanık … hakkında TCK nın 151/1. maddesinin; katılan … AŞ ‘ye yönelik eylemde ise sanıklar …, …, … ve … hakkında aynı yasanın 152/1-a maddelerinin uygulanması talep edildiği halde bu hususta her hangi bir hüküm kurulmadığı görülmüş ise de sevk maddeleri uyarınca dava zamanaşımı süresi içinde karar verilmesi ile sanık …’ın adli sicil kayında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik ilam yönünden mahkemesine her zaman ihbarda bulunulması olanaklı kabul edilmiş; hakkında beraat kararı verilen …’in beyanı dikkate alındığında, katılan … AŞ ‘ye yönelik eylemin 30.1.2011 tarihinde işlendiğinin anlaşılması karşısında, 30.1.2011 olan suç tarihinin, 5271 sayılı CMK nın 232/2-c maddesine aykırı olarak gerekçeli karar başlığında 12.03.2011 olarak yanlış gösterilmiş olması mahallinde düzeltilebilir maddi yazım hatası kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; katılanlar … ve …’ya yönelik hırsızlık ve mala zarar verme suçlarının sanıklar … ve … tarafından, katılan … AŞ ‘ye yönelik hırsızlık suçunun ise sanık … tarafından işlendiğini kabulde, nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5275 sayılı Yasanın 108/4-5-6. maddesi gereğince, mükerrir sanıklar …, … ve … hakkında denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevinin, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverilme kararını verecek olan mahkemeye ait olduğu gözetilmeden, infazı kısıtlayacak biçimde denetimli serbestlik süresinin 1 yıl olarak belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve sanıklar … ve … müdafii ile katılan kurum vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar …, … ve … hakkında TCK nın 58. maddesi uyarınca kurulan hüküm fıkralarından “1 yıl süre ile ” ilişkin bölümün çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanıklar …, … ve … hakkında katılanlar … ve …’ya yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesine gelince;
1-Ceza Genel Kurulunun 27/12/1993 gün ve 4/169-354 sayılı kararı uyarınca işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarında korunan yararın kişi hürriyeti olduğu, bir yerin işyeri olarak kabul edilebilmesi için orada fiilen çalışılması ya da o yerin faal halde olan işyerinin eklentisi niteliğinde olması gerektiği, katılanların aşamalardaki beyanı ve olay yeri inceleme tutanağı ile ekinde dosyaya ibraz olunan fotoğraflar ve tekmil dosya kapsamına göre, suça konu malzemelerin çalındığı fabrikanın suç tarihinde ve halen kullanılmaz durumda olduğu ve her hangi bir çalışma faaliyetinin icra edilmediği, böylelikle işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığının anlaşılması karşısında atılı suçtan sanıkların beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabule göre de;
2-5275 sayılı Yasanın 108/4-5-6. maddesi gereğince, mükerrir sanıklar … ve … hakkında denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevinin, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverilme kararını verecek olan mahkemeye ait olduğu gözetilmeden, infazı kısıtlayacak biçimde denetimli serbestlik süresinin 1 yıl olarak belirlenmesi,
3-Sanıklar hakkında hüküm kurulurken TCK nın 116/2. maddesi yerine aynı yasanın 116/1. maddesi ile uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ile sanıklar … ve … müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 03.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.