Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/26097 E. 2014/35024 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/26097
KARAR NO : 2014/35024
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

Tebliğname No : 6 – 2013/295205
MAHKEMESİ : İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2013
NUMARASI : 1994/155 (E) ve 1995/371 (K)
SUÇ : Hırsızlık, silahla tehdit

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-T.C. Anayasasının 141, 5271 sayılı CMK’nın 34/1, 230/2, 232, 289/1-g. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının; sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet Savcısını ve herkesi inandıracak ve de Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması, Yargıtay’ın gerekçelerle tutarlılık denetimini yapması ve bu açıdan gerekçelerde disiplin işlemini yerine getirmesi için; mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddianın, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması gerektiği gözetilmeden ve bu ilkelere uyulmadan yazılı biçimde gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
2-5237 sayılı TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilip, anılan Kanunun 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK’nın 492/1, 61, 59, 81/2. maddelerinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu; hükümlünün eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 143/1,53/1. maddelerine uyan hırsızlığın yanı sıra, aynı Kanunun 151/1, 53/1. maddelerine uyan mala zarar verme suçunu da oluşturduğu ve bu suç yönünden mağdurun şikayetten vazgeçtiği de değerlendirilip sonucuna göre, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca denetime olanak verecek şekilde ayrı ayrı uygulamalar yapılıp, cezalar belirlenip, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan Kanunun yeniden belirlenmesi zorunluluğu,
3- Sanığın hırsızlığa teşebbüs suçunu işledikten sonra polislerden kaçmakta iken kendisini kovalayan mağdur E.. S..’e ele geçirilemeyen bıçağı göstererk “ gelme, vururum” demek suretiyle gerçekleşen eyleminin 5237 Sayılı TCK’nın 106/2. maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturduğu, bu suçun alt sınırın 2 yıldan
. başladığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında tehdit suçundan 765 sayılı TCK hükümlerine göre hükmedilen kesinleşmiş cezanın lehe olduğu gözetilerek hükmün aynen infazına karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Uyarlama yargılaması kapsamında yapılan giderlerin yargılama gideri olarak sanığa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü F.. B..’un temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, infaz aşamasında hükümlü lehine uygulamaların kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.