YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/24645
KARAR NO : 2014/23131
KARAR TARİHİ : 01.07.2014
Tebliğname No : 13 – 2014/197424
MAHKEMESİ : Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/06/2010
NUMARASI : 2009/454 (E) ve 2010/289 (K)
SUÇ : Nitelikli hırsızlık
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Olay yeri görgü tespit tutanağına göre, müştekinin işyeri kepenk kilidinin zorlama nedeniyle aşınmış olduğunun tespit edildiğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında mala zarar verme suçundan dava zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı TCK nın 61. maddesinde “Hâkim, somut olayda; a) Suçun işleniş biçimini, b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları, c) Suçun işlendiği zaman ve yeri, d) Suçun konusunun önem ve değerini, e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını, g) Failin güttüğü amaç ve saiki, göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.” hükmü amirdir.
1-TCK nın 143. maddesi uyarınca arttırım yapılacağı sırada sanığın kişilik özellikleri şeklinde, TCK nın 61. maddesinde yer almayan ölçüt gerekçe kılınarak 1/3 oranında azami hadden arttırım yoluna gidilmesi ile henüz işyeri kapısını açıp içeri giremeyen sanığın gerçekleştirdiği eylemin geldiği aşama nazara alınarak daha fazla oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeden her hangi bir gerekçe gösterilmeksizin bu kez aynı Yasanın 35. maddesi uyarınca ¼ oranında olmak üzere asgari hadden indirim yapılmak suretiyle TCK’nın 61, 3/1 ve ve CMK’nın 230/1-c maddelerine aykırılık meydana getirilmesi,
2-T.C. Anayasasının 141, 1412 sayılı CMUK’un 32, 260, 308/7. maddeleri (5271 sayılı CMK’nın 34/1, 223/2, 230/2, 289/1-9. maddeleri) uyarınca mahkeme kararlarının; Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirebilmesi için gerekçe bölümünde mevcut delillerin irdelenmesi ve kanıtlarla sonuç arasında bağ kurulması, bir başka deyişle eldeki delillerle neden bu sonuca varıldığının anlatılması gerektiği, hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususların Kanunda tahdidi ve emredici şekilde belirtildiği, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanakların” da bu kapsamda hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken zorunlu hususlardan olduğu, 5237 TCK’nun 50, 51, 62, 5271 sayılı CMK’nın 231/5 maddelerindeki hukuksal olgu ve kurumların, farklı amaç ve koşullara tabi olup, uygulanıp uygulamama değerlendirmesinin de farklı gerekçelere dayandığı, bu halde bu kurumların fail hakkında uygulanıp uygulanmamasında her bir madde için ayrı, somut, denetime elverişli, tatminkar ve ikna edici gerekçelere dayanmasının yasal zorunluluk olduğu gözetilmeden sanık hakkında kurulan hükümde, “sanığın kişiliği, suça eğilimi, suçtan pişman olduğuna ilişkin her hangi bir söz ve davranışının bulunmadığı göz önüne alınarak TCK 50, 51, 62 ve CMK 231/5 maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” biçiminde yasal olmayan gerekçeye başvurularak TCK’nun 62, 51, CMK’nın 231/5, 230/1-d maddelerine muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş sanık Z.. K..’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 01.07.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.