Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/233 E. 2014/21385 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/233
KARAR NO : 2014/21385
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/262388
MAHKEMESİ : Akyazı Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/04/2012
NUMARASI : 2011/396 (E) ve 2012/327 (K)
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazılğını bozma

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1-Olay tarihinde müştekiye ait işyerinden yapılan hırsızlık eylemi ile ilgili olarak tanık R.. Ö..’ın soruşturma aşamasında; sanık İ.. ve hakkında takipsizlik kararı verilen L.. K.. isimli şahısla aynı cezaevinde kaldıklarını ve bu süre içinde sanık İrfan ve Levent’in bir çok hırsızlık eylemi ile dosyaya konu eylemi birlikte gerçekleştirdiklerini kendisine söylediklerini beyan etmesi üzerine, L.. K.. hakkında suç tarihinde cezaevinde bulunduğundan bahisle takipsizlik kararı verilip sanık hakkında ise dava açıldığı, mahkemenin mahkûmiyet gerekçesinde “tanığın anlatımları ile olayın oluş şeklinin bütünlük arz ettiği ve tanığın sanığa suç yüklemesi için sebep bulunmadığı” hususu vurgulanmış ise de; tanığın anlatımları ile olay tutanaklarındaki bulgular arasında çalınan para miktarı, eşyaların niteliği ve çelik kasa üzerindeki tespitler yönünden farklılıklar bulunduğu, ayrıca tanığın ısrarla her iki şahsın adını verdiği halde, L..’in olay tarihinde cezaevinde bulunduğunun belirlenmesi karşısında, sanık İrfan yönünden de tanığın anlatımlarının mahkûmiyet için yeterli kabul edilemeyeceği ve böylece somut olayda sanığın söz konusu eylemlere iştirak edip etmediği hususundaki mevcut şüphenin de giderilemediği, kaldı ki tanığın kovuşturma aşamasında talimat mahkemesince alınan beyanında; iddianamede belirtilen olayın gerçekleştiğini kendisine aynı koğuşta kaldığı L.. K..’nın anlattığını beyan ederek, soruşturma aşamasındaki beyanından farklı olarak sanık İrfan’dan bahsetmemesi karşısında; tüm aşamalarda değişmeyen ısrarlı savunmalarında suçlamayı kabul etmediğini beyan eden sanığın üzerine atılı suçları işlediğine ilişkin, tanık R.. Ö..’ın görgüye dayalı olmayan, herhangi bir maddi delille desteklenmeyip, aşamalarda da bütünlük arz etmeyen atfı cürüm niteliğindeki beyanlarından başka, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-Kolluk tarafından düzenlenen olay tutanağında suçun saat 02:00 sıralarında işlendiği yazılmışsa da, suçun kolluk birimlerine saat 08:15 sıralarında ihbar edildiği, gece bekçisi tanık N.. K..ın nöbeti süresince herhangi bir olumsuzluk görmediğini ve müşteki sabah saatlerinde işyerine geldiğinde durumu fark ettiklerini beyan ettiği; müştekinin de işyerine saat 07:30 sıralarında geldiğinde hırsızlığı fark ettiğini beyan etmesi karşısında, suçun saat 02:00 sıralarında işlendiğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu tartışılmadan, hırsızlık suçundan TCK’nın 143. maddesiyle uygulama yapılması ve işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan ise aynı Yasanın 116/4. maddesiyle hüküm kurulması,
2-TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun infaz tarihine kadar; sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar uygulanmasına karar verilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık İ.. Y..’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.