YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/22515
KARAR NO : 2014/36675
KARAR TARİHİ : 23.12.2014
Tebliğname No : 13 – 2013/356941
MAHKEMESİ : Ortaca 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2006
NUMARASI : 2005/563 (E) ve 2006/561 (K)
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırıszlık suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın müştekiye ait iş yerinin asma kilidini kırarak hırsızlığa teşebbüs etmiş olması karşısında sabit olan eylemi 5237 sayılı TCK’ının 142/1-b maddesine uyduğu halde TCK’nın 142/2-d maddesi ile uygulama yapılması ,
2-Somut olaya göre,koşulları oluşmadığı halde 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesi uygulanarak sanığın cezasından indirim yapılması
3-İddianamede uygulanması istenen yasa maddesine göre; sanık hakkında, mala zarar verme suçundan 5271 sayılı CMK’nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığının anlaşılması karşısında; hükmün konusunun iddianamede belirtilen eylemle sınırlı olduğu gözetilmeden dava konusu dışına çıkılarak 5271 sayılı CMK’nın 225/1. maddesine aykırı davranılması ve bu kabule göre de ;sanığın 10/11/2006 tarihinde ek savunması alındığı sırada uslaşmak istediğini bildirmesi karşısında; Katılan’a da uzlaşmanın hukuki sonuçları hatırlatılmak suretiyle usulüne uygun şekilde uzlaşma teklif edilerek CMK.nın 253 ve 254. maddelerinde öngörülen uzlaşma hükümlerinin uygulanması zorunluluğunun gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması ,
3-5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanma koşullarının değerlendirilebilmesi için, sanığın tekerrüre esas alınan önceki mahkumiyet hükmünün hangisi olduğunun denetim olanağı verecek biçimde karar yerinde gösterilmemesi,
4-5237 sayılı TCK.nun 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. A.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, CMUK’nun 326/son maddesi hükmünün gözetilmesine, 23/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.