YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/22458
KARAR NO : 2014/32312
KARAR TARİHİ : 11.11.2014
Tebliğname No : KYB – 2014/146990
Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozmak, mala zarar vermek ve kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak suçlarından sanık A.. Y..’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143, 168/2,31/3,62,151/1, 168/2,31/3,62,116/1-4, 119/1-c, 31/3, 206, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 7 ay 23 gün, 1 ay 3 gün, 1 yıl 1 ay 10 gün ve 1 ay 20 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 51. maddesine göre cezalarının ertelenmesine dair Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/12/2007 tarihli ve 2007/1320 esas, 2007/1379 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 15/04/2014 tarih ve 2014/7397/26101 sayılı yazısı ile Kanun Yararına Bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/04/2014 tarih ve 2014/146990 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle incelendi.
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeniden suç işlemesi sebebiyle erteli hükümlerin aynen infazına ilişkin aynı Mahkemenin 10/01/2014 tarihli ve 2007/1320 esas, 2007/1379 sayılı kararının, ilk karardaki hukuka aykırılık sebebiyle kanun yararına bozulması halinde, hukuken yok hükmünde kalacağı düşünülerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçları yönünden kurulan hükümlerde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 61/5. maddesinde belirtilen sıralamaya aykırı olacak şekilde, aynı Kanun’un 31. maddesinin, 168. maddesinden sonra uygulanması suretiyle eksik ceza tayin olunmasında isabet görülmemiş ise de, kanun yararına bozma sonucunun aleyhe tesir etmeyeceği cihetle, bu husus kanun yararına bozmaya konu edilmemiştir.
Ancak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesinde yer alan, “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, suçun işlendiği tarih itibarıyla 18 yaşını ikmal etmeyen ve adli sicil kaydına göre, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olan sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezalarının, anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde, isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre, yerinde görüldüğünden istemin kabulü ile hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozmak, mala zarar vermek ve kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak suçlarından sanık A.. Y..hakkında Antalya 4.Asliye Mahkemesince verilip kesinleşen 31.12.2007 tarih ve 2007/1320-11379 sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi gereğince BOZULMASINA, 18 yaşını doldurmamış ve adli sicil kaydına göre de daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen 7 ay 23 gün hapis cezasının TCK’nın 50. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkra (a) bendi uyarınca ve 52. maddesinin 2. fıkrasındaki alt sınır dikkate alınarak günlüğü 20,00 TL’den hesaplanarak 4660 TL adli para cezasına çevrilmesine,’mala zarar verme suçundan verilen 1 ay 3 gün hapis cezasının yine TCK’nın 50. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkra (a) bendi uyarınca ve 52. maddesinin 2. fıkrasındaki alt sınır dikkate alınarak günlüğü 20,00 TL’den hesaplanarak 660 TL adli para cezasına çevrilmesine,kimîigi hakkında yalan beyanda bulunma suçundan verilen 1 ay 20 gün hapis cezasının yine TCK’nın 50. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkra (a) bendi uyarınca ve 52. maddesinin 2. fıkrasındaki alt sınır dikkate alınarak günlüğü 20,00 TL’den hesaplanarak 1.000 TL adli para cezasına çevrilmesine, adli para cezalarının ertelenmesine yasal olanak bulunmadığından, “verilen cezaların TCK’nın 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine” ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına, 11.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.