YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/21171
KARAR NO : 2014/19731
KARAR TARİHİ : 03.06.2014
Tebliğname No : 6 – 2013/323769
MAHKEMESİ : Ankara Batı 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2013/139 (E) ve 2013/359 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal etme
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Tebligat kanununda 6099 sayılı yasa ile değişikliğe gidilmiş olup 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle Tebligat Kanununun 10. maddesindeki ” tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.Şu kadar ki ; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir.(Ek fıkra : 11.01.2011-6099 S.K/3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmünü T.K.nun 21/2. maddesi (Ek fıkra : 11.01.2011-6099 S.K /5.mad) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi , tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hüküm karşısında ; dosya arasında bulunan tebligat parçasının incelenmesinde anılan ihbarnamenin yapıştırmadığı anlaşıldığından, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmaması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 40 ve 42. maddeleri gereğince eski hale getirme talebinin kabulü ile temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Sincan ilçe emniyet müdürlüğünün 04/09/2012 tarihli yazısında müştekiler M.. A.. ve İ.. D..’in suç işleyenler albümünden fotoğraf teşhisi yapamadıklarının bildirilmiş olması, 23/07/2012 tarihli olumlu fotoğraf teşhis tutanağında ise katılanlardan İ..D..’in sanığı şüpheliler albümünden teşhis ettiğinin bildirilmesi ve yargılama aşamasında beyanı alınan katılan İlhami Demir’den teşhise ilişkin bu hususun sorulmaması karşısında; adı geçen katılandan bu hususun sorularak çelişkinin giderilmesi, 5271 sayılı CMK’nın 210 ve 236/1. maddesi gereğince olayın görgü tanığı konumunda olup soruşturma aşamasındaki beyanı ve sanığın fotoğrafından yaptığı teşhis delil olarak hükme esas alınan T.. Ş..’ün adresinin araştıralarak temin edilip yargılama aşamasında dinlenerek mümkün ise; T..Ş..ün ve müştekilerden İ..i D..in sanık ile yüz yüze, değilse teşhise imkan sağlayacak ve Yargıtay denetimine imkan tanıyacak şekilde herhalde temin edilen fotoğraflarından teşhis yaptırıldıktan sonra delillerin bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nın 116/2. maddesinde, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentilerine hak sahibinin rızasına aykırı olarak girmek veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmamak suç olarak tanımlanmış olup, halka açık oldukları zamanlarda işyerine girmenin suç oluşturmayacağı gözetilmeden sanığın iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçundan beraati yerine yazılı şekilde hükümlülüğüne karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık İ.. Z.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanığın bu suçlardan TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse derhal salıverilmesi için ilgili yer C.Başsavcılığına yazı yazılmasına 03/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.