YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/19608
KARAR NO : 2014/20997
KARAR TARİHİ : 12.06.2014
Tebliğname No : 13 – 2014/104847
MAHKEMESİ : Varto Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/05/2013
NUMARASI : 2013/34 (E) ve 2013/233 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık S.. A.. hakkında, Varto Asliye Ceza Mahkemesinde açılan 2013/35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, esas sayılı dosyalarda mağdurlara yönelik işlenen suçlar sebebiyle; sanığın atılı suçlardan sorgusu yapılmadan tensip ile birlikte aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle Varto Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/34 esas sayılı dosyası ile birleştirme kararı verildiğinin anlaşılması karşısında; sadece 2013/34 esas sayılı dosyadaki iddianame okunup birleştirilen diğer dosyalardaki iddianameler okunmadan ya da okunduğu oturum tutanağına yazılmadan, karar vermek suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 191/3-b. maddesine aykırı davranılması,
2-Birleştirilen 2013/34 ve 2013/39 esas sayılı dosyalarında ayrı ayrı davaların açıldığı, sanığın, müştekisi A. ve T.. K.. olan S..Kırtasiye isimli iş yerine 11.02.2013 ve 24.02.2013 tarihlerinde yakın zaman aralığında iki defa girerek üzerine atılı eylemleri gerçekleştirdiği; yine sanığın, birleştirilen 2013/40 ve 2013/42 esas sayılı dosyalarında müştekisi aynı kişi F.. T.. olmasına rağmen ayrı ayrı davaların açıldığı, sanığın F.. M.. isimli iş yerine 01/02/2013 ve 06/02/2013 tarihlerinde olmak üzere iki defa girerek atılı eylemleri gerçekleştirdiği; yine birleştirilen 2013/41 ve 2013/43 esas sayılı dosyalarında müştekisi aynı kişi olan M..K..’a karşı işlenen suçlar nedeniyle ayrı ayrı kamu davasının açıldığı, sanığın müşteki M.. K..’a ait C.. M..’e 18.02.2013 ve 24.02.2013 tarihlerinde olmak üzere değişik zamanlarda iki defa girmek suretiyle üzerine atılı eylemleri işlediğinin anlaşılması karşısında; sanığın, değişik zamanlarda aynı müştekilere birden fazla hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozmak ve mala zarar verme suçunu işlemesi sebebiyle; hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin uygulama olanağının bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılmaması,
3- Sanığın mağdurlar’a yönelik işlemiş olduğu mala zarar verme suçu ile ilgili olarak 5237 sayılı TCK’nun 151/1, 62/1 maddeleri ile uygulama yapılırken sonuç olarak 3 ay 10 gün hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken 3 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilerek fazla ceza tayin edilmesi,
4-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasanın 108/4,5,6. fıkralarında “Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler. Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır. Hakim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.”hükmünü düzenlemiştir. Buna göre denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye aittir. Buna göre; hüküm kurulurken mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,
5-Mağdur’u N.. Ç.. olan birleşen 2013/36 esas sayılı dosyada yapılan yargılama ile ilgili olarak; sanığın, diğer mağdurlara yönelik işlemiş olduğu tüm suçları samimi bir şekilde ikrar ettiği ancak K.. İletişim’e ısrarlı bir şekilde girmediğini belirttiği, aynı müştekiye ait çalınan herhangi bir malında yapılan aramada ele geçirilemediği, olay yerinde elde edilen görüntü kayıtlarına göre de sanığın müşteki N.. Ç..’ye ait iş yerine girdiğini gösteren CD kaydının ve başka bir delilin bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın, mağdur N.. Ç..’ye yönelik üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeterli delil bulunmaması hususları dikkate alınarak atılı suçlardan beraati yerine yazılı şekilde karar verilmesi,
6-Mağdur İ.. D..’a yönelik eylemi ile ilgili olarak birleştirilen 2013/47 esas sayılı dava dosyasında; sanığın 18/02/2013 tarihinde saat 02:00 sıralarında mağdur’a ait M.. E.isimli iş yerine girdiğini ancak hiç bir şey almadan çıktığını beyan ettiği, mağdurun da soruşturma safhasında, iş yerinden çalınan herhangi bir şey olmadığına dair beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında; sanık hakkında hırsızlık suçu yönünden TCK’nun 35.maddesinde düzenlenen teşebbüs hükümlerinin uygulanmaması,
7-Yine birleştirilen 2013/47 esas sayılı aynı dava dosyasında şartları oluşmadığı halde uygulanma olanağı bulunmayan TCK’nun 145.maddesinin uygulanması,
8-Tüm işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından hüküm kurulurken yalnızca TCK’nun 116/2 maddesi delaleti ile 116/4. maddesi gereğince uygulama yapılması yerine her iki maddeden ayrı ayrı ceza belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. A..ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 12/06/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.