Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/19589 E. 2014/22700 K. 26.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/19589
KARAR NO : 2014/22700
KARAR TARİHİ : 26.06.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık … adına hükmü temyiz eden Av. …’ın temyiz istemi yönünden;
Soruşturma aşamasında görev yapan ancak iddianamenin kabulü kararı ile görevi sona eren ve kovuşturma aşamasında görevlendirilmediği gibi sanık …’ın vekalet vermesi suretiyle müdafii olarak da atanmadığı anlaşılan Av. … tarafından 05.02.2014 tarihinde temyiz yoluna başvurulmuş ise de, anılan avukatın hükmü temyiz etme yetkisi bulunmadığından temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi.
II-Sanıklar … ile …’in temyiz istemlerine gelince;
a-Sanık …’ın temyiz istemi yönünden:
5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra sanığın hükmü temyiz ettiği anlaşıldığından, anılan Yasanın 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak temyiz isteminin REDDİNE, oyçokluğu ile karar verildi.
b-Sanık …’in temyiz istemi yönünden:
Mahkemece, sanıkların yüzüne karşı verilen karara karşı “tefhim/süre tutum dilekçesi verildiği takdirde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde…” temyiz yoluna başvurabileceklerinin hatırlatıldığı, sanığın da cezaevi aracılığı ile mahkemeye hitaben verdiği 04.02.2014 ve 11.02.2014 tarihli dilekçelerinin “müddeti muhafaza dilekçesi” olarak kabul edilmesi gerektiğinden tebliğnamedeki temyiz isteminin süreden reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın adli sicil kaydında yer alıp getirtilen ilamının incelenmesinde, sanığın tekerrüre esas olacağı mahkeme tarafından kabul edilen hükmün suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğunun anlaşılması karşısında; TCK’nın 58/5. maddesi uyarınca sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “58. maddenin uygulanmasına” ilişkin bölümlerin çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.06.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Sanıkların yüzüne karşı karar tefhim edilmiş ise de kararda cezaevinde bulunan sanıklar yönünden “tutuklu bulundukları ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabilecekleri” açıklanıp kendilerine bildirilmeyerek 5271 sayılı CMK’nın 291/1. maddesi yollamasıyla 263/1. maddesine aykırı olarak sanıkların yanıltıldığı, dolayısıyla temyiz süresinin henüz başlamadığının anlaşılması karşısında, sanık …’ın temyiz isteminin süreden reddine, diğer sanık …’in temyiz isteminin ise cezaevi aracılığı ile mahkemeye hitaben verdiği 04.02.2014 ve 11.02.2014 tarihli dilekçelerin “müddeti muhafaza dilekçesi” olarak nitelendirilmesi gerektiği gerekçesiyle süresinde kabul edilmesi yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.