Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/14389 E. 2014/35861 K. 16.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/14389
KARAR NO : 2014/35861
KARAR TARİHİ : 16.12.2014

Tebliğname No : 2 – 2013/105563
MAHKEMESİ : Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2012
NUMARASI : 2011/537 (E) ve 2012/1126 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak; 1-5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır.
TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır.
TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda; 05.04.2011 tarihli CD inceleme tutanağı uyarınca, sanığın 28.03.2011 tarihinde kasap reyonundaki görevliden küçük paket alarak herhangi bir ödeme yapmaksızın mağazadan ayrıldığı, 04.04.2011 tarihinde ise, 12,00 TL değerindeki 600 gr kıymayı çalmaya teşebbüs ettiği sırada yakalandığı, mahkemece ilk olayda çalınan ürünün değerinin belli olmadığı gerekçesiyle sanık hakkında TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, 28.03.2011 tarihli hırsızlık olayına konu ürünün değerinin kasap reyonundaki görevliden/müştekiden sorulmak suretiyle tespit edilerek sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 145. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmemiş olması,
2-Sanıktan tahsiline karar verilen toplam 12 TL yargılama giderinin inceleme tarihi itibariyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan (20 TL’den) daha az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi gereğince Devlet hazinesine yüklenilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık C.. A..’nun temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 16.12.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.