Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/11558 E. 2014/31511 K. 11.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/11558
KARAR NO : 2014/31511
KARAR TARİHİ : 11.11.2014

Tebliğname No : 2 – 2013/116292
MAHKEMESİ : Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2013
NUMARASI : 2012/42 (E) ve 2013/141 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanunkoyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır.
TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; değeri 35,00 TL eder iki adet tavuk ve bir adet horozu çalan sanık hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-5237 Sayılı TCK’nın 50. maddesinde kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilebileceğinin, aynı yasanın 49/2. maddesinde de bir yıl veya daha az süreli hapis cezasının kısa süreli olduğunun belirtildiği, somut olayda konut dokunulmazlığının ihlali suçundan hükmedilen 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasının kısa süreli olmaması nedeniyle adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye göre, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu müdafii görevlendirilmesi nedeniyle, müdafiiye ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden düzenli mali geliri bulunmadığı anlaşılan sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
4-Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan hükmedilen 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasının günlüğü 20,00 TL’den adli para cezasına çevrildiği belirtilerek sonuç cezanın 8.100,00 TL yerine 8.000,00 TL olarak belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık B.. A.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 11.11.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.