Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2014/1114 E. 2014/27427 K. 01.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/1114
KARAR NO : 2014/27427
KARAR TARİHİ : 01.10.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/258100
MAHKEMESİ : İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2012
NUMARASI : 2011/377 (E) ve 2012/800 (K)
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
I-Sanığın aynı sokakta park halinde olan ve kardeş oldukları anlaşılan müştekilere ait iki ayrı aracın kelebek camlarını kırmak ve araçların bagajında bulunan stepnelerini de çalmak suretiyle hırsızlık ve mala zarar verme suçlarını işlediği ,oluşa uygun şekilde tanzim edilen iddianamede her iki müştekiye karşı işlenen eylemin de tavsif edilerek sanığın hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından dolayı müşteki sayısınca olmak üzere ikişer kez cezalandırılmasının talep edildiği, buna rağmen mahkemece sanık hakkında bir kez hırsızlık ve bir kez de mala zarar verme suçundan dolayı hüküm kurulduğu , hükümde ve gerekçede sanığın eylemlerinin tek suç oluşturduğuna dair bir kabulün bulunmadığı için sanık hakkında kazanılmış hak oluşmayacağı, bu surette müştekilerden birine karşı işlenen eylemlerle ilgili olarak hüküm kurulmasının unutulduğu anlaşılmakla birlikte, hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin hangi müştekiye karşı işlenen suçlar nedeniyle kurulduğunun açıkça belirtilmemesi suretiyle hükümde karışıklığa neden olunması,
II-Kabule göre de ;
1-Hırsızlık suçundan kurulan hükümde, olay-yakalama tutanağı içeriğinden de anlaşıldığı üzere, sanığın aynı sokakta park halinde olan iki ayrı araçtan stepne çaldığı, olayın çevreden görülerek ihbar edilmesi üzerine olay yerine intikal eden emniyet ekibinin sanığı müştekilerin araçlarının bulunduğu sokakta aracının başında ve elindeki bir adet stepneyi aracının bagajına koymakta iken gördükleri, yaşanan kesintisiz takip neticesinde sanığın aracı ile yakalandığı,sanığın aracının bagajında yapılan incelemede iki stepnenin bulunduğunun görüldüğü, olayın meydana geldiği sokağa tekrar dönülerek yapılan araştırmada ise sanığın bagajında bulunan iki stepnenin de aynı sokakta park halinde olan müştekilere ait iki ayrı araca ait olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla,sanığın hırsızlık eylemlerinin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden tamamlanmış suçtan hüküm kurulması,
2-Hak yoksunluklarının seçimlik olmaması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasındaki e bendinin de uygulanması gerektiği gözetilmeyerek, sanığın sadece TCK’nın 53/1-a-b-c-d bentlerinde belirtilen haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmiş olması,
3-5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (c) fıkrasındaki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
4-6352 sayılı Yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin 4. fıkrasına eklenen cümle gereğince, yargılama gideri olarak tahsiline karar verilen toplam 18-TL’nin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanığa yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık F.. U.. müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 01/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.