Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/9540 E. 2014/12614 K. 03.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/9540
KARAR NO : 2014/12614
KARAR TARİHİ : 03.04.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/205940
MAHKEMESİ : Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/02/2011
NUMARASI : 2010/530 (E) ve 2011/117 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Mağdurun emniyeti arayarak verdiği eşkal bilgileri doğrultusunda çevrede araştırma yapan görevlilerce, daha önceden tanınan ve eşkale uyan sanığın görülerek yakalandığı, sanığın da suça konu teraziyi polis memurlarına teslim ettiği anlaşılmakta ise de, elektronik terazinin hangi koşullarda teslim edildiği ve bu kapsamda suçlamayı kabul eden sanığın etkin pişmanlık oluşturan bir eyleminin bulunup bulunmadığının tespiti bakımından, sanık Ahmet ile yakalama tutanağında imzası bulunan polis memurlarının dinlenilerek, sanık tarafından yapılmış rızai bir iadenin bulunduğunun anlaşılması ve bu halde, suça konu terazinin kısmen hasarlı olarak mağdura teslim edilmesi karşısında, kısmi iadeye mağdurun rızasının bulunduğunu açıklaması durumunda, sanık hakkında TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanmasında zorunluluk olduğunun gözetilmemesi,
2-5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olmasının, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olduğu; hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının ise TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi nedeniyle kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına ayrıca verdiği önemi gösterdiği,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün TCK’nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de; maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılmasının da olanaklı olmadığı; 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçiminin; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel aldığı,
TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkimin indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptayacağı,
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özelliklerinin” de dikkate alınmasının gerektiği; TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkimin takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapacağı anlaşılmakla,
Somut olayda; mağdura ait kamyonetin kasasından, yaptırılan kıymet takdirine göre 20,00-25,00 TL değerindeki teraziyi çalan sanık hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık A.. D..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 03.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.