Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/9405 E. 2014/13927 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/9405
KARAR NO : 2014/13927
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/209841
MAHKEMESİ : Alaşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/04/2011
NUMARASI : 2010/102 (E) ve 2011/119 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanığın İlçe Sağlık Grup Başkanlığı’nda bulunan laboratuvar odasından hırsızlık suçunu gerçekleştirmesi karşısında eyleminin TCK’nın 142/1-a. maddesi kapsamında kaldığı halde aynı madde ve fıkranın (b). bendi ile hüküm kurulması,
2- Dosya kapsamında yer alan 24.02.2010 tarihli görgü tespit tutanağı ve olay yeri basit krokisinden laboratuvar odasında bir masa ve bir giyinme dolabının olduğu, katılan Emine’ye ait cüzdanın dolap içindeki çantasında olduğu, katılan Cemil’in cep telefonunu sigara içmek için dışarı çıkarken geçici olarak masa çekmecesine bıraktığı katılanların ifadelerinden anlaşılması karşısında, katılanlara ait eşyaların konumlarından ayrı ayrı şahıslara ait olduğunun bilinemeyecek olması nedeniyle somut olayda tek suç oluşacağı gözetilmeden yazılı şekilde iki ayrı hırsızlık suçundan hüküm kurulması,
3- Dosya kapsamında yer alan 24.02.2010 tarihli tanık O.. S..’nin ifadesinden olay sonrasında kardeşi olan sanığın kolluk görevlilerince yakalanmasının ardından karakola geldiğinde aynı gün, sanığın kendine ait olan cep telefonunu 100 TL’ye sattığını söylemesi üzerine kardeşini memlekete göndermek için elinden aldığı paranın 55 TL’sinin çalıntı olduğunu kardeşine sorunca öğrenmesi üzerine bu parayı teslim etmesi karşısında kısmi iade nedeniyle katılan Emine’nin rızası sorularak, sanık hakkında TCK’nın 168/1-4. maddesinin uygulama koşullarının tartışılmaması,
4- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106. maddesinin 4. fıkrasına göre çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının, ödenmemesi halinde hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
5- 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 11/1. maddesi gereğince, aynı Yasanın 5. maddesinde öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden; somut olayda ceza sorumluluğu olan ve hakkında mahkumiyet kararı kurulan sanık hakkında, anılan Yasanın 5. maddesinde yazılı danışmanlık tedbirlerine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık A.. S.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.