Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/8785 E. 2014/15366 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8785
KARAR NO : 2014/15366
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/97001
MAHKEMESİ : K.. M..
TARİHİ : 26/01/2012
NUMARASI : 2010/694 (E) ve 2012/26 (K)
SUÇ : Hırsızlık, resmi belgede sahtecilik

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanıkların, Milli Savunma Bakanlığına ait N..P.. Akaryakıt Boru hattını delmek suretiyle zarar verdiklerinin anlaşılması karşısında; haklarında mala zarar verme suçundan zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
I- Sanıklar M.. O.. hakkında hırsızlık ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan, H.. A.., E.. B.. ve A.. L.. hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılama sırasında sanık A.. L..’nın meydana gelen zararı giderme doğrultusunda bir iradesinin bulunmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşulları oluşmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanık A.. L..’nın, hırsızlık yapma hususunda vermiş oldukları kararın icrası kapsamında gerçekleşen hırsızlık eyleminden asli fail olarak sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeden, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle cezasından TCK’nın 39/.1 maddesi uyarınca indirim yapılması; tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık M.. O.. hakkında kurulan hükümlerde aynı Kanunun 58. maddesinin uygulanmaması ve yakalandığında kardeşi M.. O..’ın kimlik bilgilerini vererek soruşturma ve kovuşturma aşamalarının anılan isim aleyhine başlatılmasını sağlayan sanığın gerçek kimliğinin, parmak izi incelemesi neticesinde ortaya çıktığının anlaşılması karşısında; gerçek kimlik bilgilerinin dava açıldıktan sonra sanık tarafından verildiğinden bahisle TCK’nın 269/3-a maddesi uygulanarak eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından; sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hükümde anılan Kanunun 53. maddesinde belirtilen haklardan yoksun kılınma kararı verilmemesi ise hükümlülüğün yasal sonucu olup infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görüldüğündün bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin c bendindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksunluğun, “kendi alt soyu” yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceğinin gözetilmemesi suretiyle aynı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı davranılması,
2- 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesi uyarınca birlikte işlenmiş suç nedeniyle mahkum edilmiş olan sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden de eşit olarak sorumlu tutulmaları gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar M.. O.., H.. A.. ve A.. L.. ile E.. B.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına” ve “yargılama giderlerinin müteselsilen alınmasına” ilişkin bölümler çıkarılarak, yerine “53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına” ve ”sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı; ortak yargılama giderlerinden de eşit olarak sorumlu tutulmalarına” cümlelerinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık E.. B.. hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak,
08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. Fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık E.. B.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 29.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.