Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/8643 E. 2014/13320 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/8643
KARAR NO : 2014/13320
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/108507
MAHKEMESİ : Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2011
NUMARASI : 2011/236 (E) ve 2011/523 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın olay günü, yanında soruşturması ayrı yürütülen U.. Ö.. ile birlikte müştekinin cebinden 15 TL parayı aldıktan sonra müştekinin kolluğa başvurusunun ardından yakalandığının anlaşılması karşısında, çalınan paranın değerinin az olduğu gözetilerek sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 145. maddesinin uygulanma koşullarının tartışılması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Yargılama gideri olarak hesaplanan 1.30 TL’nin, CMK’nın 324/4 maddesine 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle eklenen değişiklik doğrultusunda terkin edilecek miktar olan 20 TL’nin altında kaldığının anlaşılması karşısında, hazineye yükletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık O.. K.. müdafiinin temyiz talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 09.04.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ:

Olay; mağdurun pantolonunun arka cebinde bulunan paranın tamamı olan 15 TL tutarındaki parasının alınması suretiyle gerçekleştirilmiştir.
Söz konusu suçtan uygulama yapılırken değer azlığı hükmünün uygulanma yeri
bulunmamaktadır.
Öncelikle hatırlamakta yarar var ki 5237 sayılı TCK’nun 145. maddesi 765 sayılı TCK’nun 522. maddesine karşılık olarak kabul edilmemiştir. Yine yürürlükteki TCK’nun 145. maddesinin hırsızlık suçunun az cezayı gerektiren bir nitelikli hâli olduğu dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla suçun konusu bu madde kapsamında ele alınırken maddi ve manevi unsurlar belirleyici konuma sahiptir.
Olayda sanık fiilinin konusunu mağdurun cebinde bulunan bütün para olarak belirlemiş, kast ve amaç buna yönelik oluşmuştur. Sanık mevcut paradan bir kısmını almakla yetinseydi veya mağdurun cebinde az bir miktar para bulunduğunun farkında olsaydı değerin azlığı konusu ancak o takdirde gündeme getirilebilecektir.
Mağdurun o an cebinde mevcut olan paranın fazla olmaması, bu durumun sanığın lehine kullanılmasını gerektiren bir imkân sağlamaz.
5237 sayılı TCK’nun 168. maddesinde sanığın pişmanlığını suçu işledikten sonra fikir ve fiil olarak açıkça ve bizzat göstermesi arandığı gibi, 145. maddede ise henüz suçu işlerken suçun konusunu az miktar ve değer için belirlediğini ortaya koyması, kastının ve fiilinin bunu açıkça göstermesi gerekir. Başka bir örnekle, kişinin el çantasını alan failin çantadan para eder eşya çıkmadı diye değer azlığı hükmünden yararlandırılması mümkün değildir.
Değer azlığı hükmü; ihlâl edilen hukukî değerden, failin kastından, amacından, fiilinden, mağdurdan umduğu neticeden bağımsız olarak peşinen ve mutlak şekilde kazanılmış bir hak değildir.
Ayrıca “suçun işlenişinde gözlenen kararlılık ve deneyim” ise özellikle dikkate alınmalıdır. Kaldı ki sanığın bu tür bir suça ilk defa yönelmediği de dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Mağdurun suç nedeniyle uğradığı mağduriyet, yani suçun mağdurun durumu itibariyle verdiği zarar da değerlendirilmelidir.
Olaydaki gibi, Çorum’da ikamet ettiği halde herhangi bir sebeple suçun işlendiği yer olan Tekirdağ’a gelen mağdurun parasının alınmasının mağdura verdiği zarar yani suçun konusunun değeri az değildir.
Kaldı ki 5237 sayılı TCK’nun 145. maddesinin uygulanmasına yönelik kıstaslar Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 13.11.2007-210-234 sayılı kararı ile ve 6’ncı ve 13’üncü Ceza Dairelerinin çeşitli kararlarıyla eşitlik ve belirlilik ilkeleriyle uyuşan şekilde istikrar kazanmış bulunmaktadır.
TCK’nun 145. maddesinin uygulanmasına yönelik bozma yerinde değildir.
Açıkladığım sebeplerle sayın çoğunluğun (1) sayılı bozma kararına katılmıyorum. 09.04.2014