Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/829 E. 2014/490 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/829
KARAR NO : 2014/490
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/72971
MAHKEMESİ : Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/11/2010
NUMARASI : 2009/360 (E) ve 2010/759 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
A-Hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; 
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 
Ancak; 
5237 sayılı TCK’nın 50/3 maddesi gereğince yaş küçüklüğü nedeniyle kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi durumunda, 5275 s. CGİHK’nın 106/4 maddesi gereğince adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi, 
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk R.. T.. müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrilmesine’’ ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; mala zarar verme suçunun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 
Ancak; 
1- 5237 sayılı TCK’nın 116/2. maddesinde, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentilerine hak sahibinin rızasına aykırı olarak girmek veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmamak suç olarak tanımlanmış olup, müştekiye ait eczane deposu olarak kullanılan yerin, apartmanın zemin katında bulunup umumi yola açılan müstakil depo kapısından girilmek suretiyle hırsızlığın işlendiğinin anlaşılması karşısında; suça konu yerin işyeri veya işyerinin eklentisi niteliğinde olmayan, işyeri sahibinin ya da işçilerin sürekli bulunmadığı yerlerden olup, bu yerden hırsızlık yapılması eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 116/2 maddesine uyan işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunu ve apartmana ait ortak kullanım alanından işlenmediğinden aynı Yasanın 116/1 maddesinde düzenlenen konut dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden suça sürüklenen çocuğun beraati yerine yazılı şekilde hükümlülüğüne karar verilmesi, 
2- Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımları düzenleyen 5237 sayılı TCK’nın 50/2 maddesi gereğince hapis ve adli para cezasının seçenek olarak düzenlendiği durumda hapis cezasının tercih edilmesi halinde bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilip, suç tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 151/1, 31/2, 62 ve 116/2, 119/1-c, 31/2, 62 maddeleri gereğince hükmolunan kısa süreli hapis cezalarının aynı Kanunun 50/3 maddesindeki yasal zorunluluk gereğince adli para cezası dışında 50/1 maddesindeki seçenek tedbirlerden birine çevrilmesi zorunluluğu, 
3- 5237 sayılı TCK’nın 50/3 maddesi gereğince yaş küçüklüğü nedeniyle kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi durumunda, 5275 s. CGİHK’nın 106/4 maddesi gereğince adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk R.. T.. müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 14.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.