Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/7420 E. 2014/27793 K. 13.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7420
KARAR NO : 2014/27793
KARAR TARİHİ : 13.10.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/99134
MAHKEMESİ : Karasu Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/12/2011
NUMARASI : 2008/334 (E) ve 2011/198 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Olay yeri inceleme tutanağı içeriğine göre, müştekiler T.. Ö.. ve M.. Ö..’a ait ikametin yatak odası pencere camı, sert bir cisimle zorlama izi kalacak şekilde açıldığının belirtilmiş olması karşısında, mala zarar verme suçundan zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
I- Sanık S.. G.. hakkında müştekiler İ.. T.. ve D.. T..’e yönelik konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçları ile müştekiler T.. Ö.. ve M.. Ö..’a yönelik konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanığın adli sicil kaydının incelenmesi ile tekerrüre esas ilamı bulunmadığı halde TCK’nın 58. maddesi ile uygulama yapılması,
2- Kabule göre de; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasanın 108/4, 5, 6. fıkralarında “Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler. Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır. Hakim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.”hükmünü düzenlemiştir. Buna göre denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye aittir. Buna göre; hüküm kurulurken mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresininde belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. G..’ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından ayrı ayrı TCK’nın 58. maddesi ile ilgili bölümlerin çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık S.. G.. ve sanık A.. Ş.. hakkında müştekilere yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık Serkan Gerel tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanık Ali tüm aşamalarda alınan savunmalarında suçlamayı kabul etmediği, olay yeri yakınında bulunan sanık Serkan’a ait araçta ele geçirilen kendisine ait parmak izinin, zaman zaman Serkan’a ait araçla gezmeleri sebebiyle bulunduğuna ilişkin açıklanmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu; sanık Ali’nin HTS kaydından da herhangi bir delil elde edilememesi dikkate alınarak, sanık A.. Ş..’in üzerine atılı hırsızlık suçlarını işlediğine ilişkin kesin ve yeterli delil olmaması nedeniyle beraatı yerine hatalı gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Müştekilere ait bina dahilinde olan ikametlere pencere camları zorlanmak ve kırılmak suretiyle girildiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında TCK’nın 142/1-b maddesi yerine yasaya aykırı şekilde müşteki İ.. T.. ile müştekiler T.. Ö.. ve M.. Ö..’a yönelik hırsızlık eylemleri nedeniyle TCK’nın 142/2-b maddesi, müşteki D.. T..’e yönelik eylemleri nedeniyle TCK’nın 142/2-d maddesi ile uygulama yapılarak fazla cezaya hükmedilmesi,
3- Müşteki D.. T..’in her iki aşamada alınan beyanlarında, ikametinden kendisine ve çocuklarına ait giysilerin çalındığını belirtmiş olması karşısında hırsızlık eyleminin tamamlandığı dikkate alınmaksızın sanıklar hakkında hatalı gerekçe ile TCK’nın 35. maddesi uyarınca indirim yapılarak eksik cezaya hükmedilmesi,
4- Sanık S.. G..’ın adli sicil kaydının incelenmesi ile tekerrüre esas ilamı bulunmadığı halde TCK’nın 58. maddesi ile uygulama yapılması,
5- Sanık S.. G.. hakkında, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasanın 108/4, 5, 6. fıkralarında “Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler. Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır. Hakim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.”hükmünü düzenlemiştir. Buna göre denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye aittir. Buna göre; hüküm kurulurken mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresininde belirlenmesi,
6- Sanık A.. Ş..’in beraat ettiği suçlar nedeniyle yapılan yargılama giderleri masraflarının CMK’nın 326/1. maddesine aykırı olarak sanığa yükletilmesi suretiyle fazla hesaplamada bulunulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık S.. G.. ve sanık A.. Ş..’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 13.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.