Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/6831 E. 2014/8485 K. 11.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6831
KARAR NO : 2014/8485
KARAR TARİHİ : 11.03.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/181373
MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. Çocuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2009
NUMARASI : 2009/323 (E) ve 2009/451 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar vermek

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Hükümde 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesinin değerlendirilmiş olması nedeniyle tebliğnamedeki (3) nolu bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 5271 sayılı CMK’nın 231/5. madde ve fıkrasının son cümlesinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, kurulan hükmün suça sürüklenen çocuk hakkında bir hukukî sonuç doğurmayacağını ifade ettiği, 7. fıkrasında açıklanması geri bırakılan hükümde, mahkûm olunan hapis cezasının ertelenemeyeceği ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemeyeceği, 11. fıkrasında da denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkemece hükmün açıklanacağı, ancak mahkemenin, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen suça sürüklenen çocuğun durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabileceği hususlarına yer verildiğinden, bireyselleştirmenin yapılması için duruşma açılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Hükmün gerekçesinde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler, hükme esas alınan ve reddedilen deliller, sanığın suç oluşturduğu kabul edilen eylemi, bunun yasal unsurları ve nitelendirmesinin gösterilmesinin gerekmesine rağmen, 5271 sayılı CMK’nın 230 maddesine aykırı olarak, belirtilen hususlara yer verilmeyerek yazılı şekilde hüküm verilmesi,
3- 27.06.2009 tarihinde saat 16.00-19.00 arasında apartmanın 4. katındaki oğlunun evinde misafir olarak bulunan müştekinin buradan ayrılıp 5. kattaki dairesine çıkmak için merdivende bulunduğu sırada suça sürüklenen çocuk ile yanında bulunan H.. D..’u merdivenden hızla inerken görüp dairesinin kontrol ettiği ve giriş kapısının kilidinin kırık olduğunu görünce zeminde bulunan bakkaldan apartman giriş kapısını tutmasını istediği, bu şekilde suça sürüklenen çocuğun apartmanın çıkış kapısında yakalandığının dosya kapsamından anlaşılması karşısında; başlangıçtan itibaren kesintisiz izlemenin söz konusu olup olmadığı ve çalıntı eşya üzerinde müştekinin zilyetliğinin sona erip ermediği değerlendirilmek suretiyle fiilin teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığı belirlenmeden, yazılı biçimde hüküm kurulması,
4- Suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 61/6. maddesine aykırı olarak aynı Yasanın 119/1-c. maddesi ile uygulama yapılırken hapis cezasının “12 ay” yerine “1 yıl” olarak belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının ve suça sürüklenen çocuk M.. B..’ın temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.