Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/6792 E. 2014/1496 K. 21.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6792
KARAR NO : 2014/1496
KARAR TARİHİ : 21.01.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/196724
MAHKEMESİ : Lüleburgaz 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/07/2010
NUMARASI : 2010/212 (E) ve 2010/435 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Şikayetçiye ait tamirhanenin üst katındaki yazıhane bölümünde bulunan pantolonun cebindeki paranın çalınması eyleminin ayrıca işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu da oluşturduğunun anlaşılması karşısında bu suçtan zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması ve suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilamlar yönünden mahkemesine ihbarda bulunulması mümkün görüldüğünden; gerekçeli karar başlığında yargılamaya çocuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığının belirtilmemiş olması mahallinde giderilmesi olanaklı eksiklik kabul edildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Y.C.G.K.’nın 15.12.2009 günlü, 6/242-291 esas ve karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır.
TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; toplam 45,00 TL çalmaya teşebbüs eden suça sürüklenen çocuk hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunun değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının para cezasına ve seçenek yaptırıma çevrilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; suça sürüklenen çocuğun önceki hükümlülüklerinin bir çoğunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmeyen Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/396 – 1124 sayılı ilamında hükmolunan erteli 5 ay hapis cezasının ve Uşak 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/179 – 593 sayılı ilamında hükmolunan erteli 2 ay 15 gün hapis cezasının, TCK’nın 50/3. maddesine aykırı biçimde seçenek yaptırıma dönüştürülmediği ve bu haliyle hukuka aykırı kararlar olduğu, bu kararların, suça sürüklenen çocuk hakkında incelenmekte olan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezayı, seçenek yaptırıma dönüştürme zorunluluğuna engel olmadığı gözetilmeden yerinde ve yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık A.. K.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 21.01.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.