Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/6072 E. 2014/18101 K. 20.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6072
KARAR NO : 2014/18101
KARAR TARİHİ : 20.05.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/101843
MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 04/10/2011
NUMARASI : 2010/506 (E) ve 2011/378 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık tarafından (kapatılan) Beyoğlu 3.Asliye Ceza Mahkemesine yazılmış dilekçede, suça konu aracı başkasından satın aldığına dair yapılan protokolün ve düzenlenen senetlerin, 2008/1214 sayılı yetkisizlik kararıyla Eyüp Cumhuriyet Savcılığına gönderildiğini ve Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının hazırlık numarasının da 2008/19627 olduğunu belirtmesine, yine temyiz dilekçesi ekinde bulunan Gaziantep 11.Asliye Ceza Mahkemesi kararından da anlaşılacağı üzere, aynı araca ilişkin olarak, resmi belgede sahtecilik suçundan sanık hakkında beraat kararı verilmiş olması gözetildiğinde; ayrıca müştekinin beyanında araçla birlikte iki adet cep telefonunun da çalındığı beyan etmesi karşısında, hazırlık numarası 2008/19627 olarak belirtilen Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki soruşturmaya ilişkin evraklar ile Gaziantep 11.Asliye Ceza Mahkemesi’nde resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davaya ilişkin dosya örneğinin celp edilmesi, suça konu çalınan telefonlar ile telefonlarda takılı bulunan müştekiye ait hatların suç tarihinden sonra sanık veya sanığın irtibatlı olduğu kişiler tarafından kullanılıp kullanılmadığı, aranan kişiler ile sanığın bağlantısı olup olmadığı ayrı ayrı sorularak, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yetinilerek, yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre ise;
1-Sanığın müştekiye ait cüzdanla birlikte evden aldığı kontak anahtarla müştekiye ait aracı da hırsızladığının iddia edilmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin yalnızca 5237 sayılı TCK’nın 142/2-d maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesindeki suçtan da hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
2-TCK’nın 61/1. maddesi uyarınca; suç konusunun önem ve değeri, sanığın kastının ağırlığı, sanığın güttüğü amaç ve saik dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşmak gerekirken, yazılı şekilde alt sınırdan ceza tayini,
3-Konut dokunulmazlığını bozma suçunun suç tarihi itibarıyla uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması karşısında; 5560 sayılı Yasanın 25. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Yasanın 253. maddesindeki yöntem izlenerek uzlaşma girişiminde bulunulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Y.. S..’nın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, sanığın ceza süresi yönünden kazanılmış hakkının korunmasına, 20/05/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.