Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/5901 E. 2014/1889 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5901
KARAR NO : 2014/1889
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/179196
MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 04/11/2010
NUMARASI : 2008/1342 (E) ve 2010/1462 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
A-İ.. İ.. adına müşteki sıfatıyla beyanda bulunan A.. K..’un “ suça konu pik boruların eski ve artık kullanılmayan bir su hattına ait olduğunu ,buranın terk edildiğini,boruların da parçalanmış ve hurda halde olduğunu “ beyan etmesi,Mahkemece yapılan keşifte suça konu pik boruların atıl durumda olduğu ve kullanılmadığının bilirkişice tespit ve beyan edilmesi ,sanıkların savunmalarında da suça konu olan bu boruların terk edilmiş olduğunu,sahipli olduğunu bilmediklerini ve bu nedenle de suç kasıtlarının bulunmadığını beyan etmeleri karşısında,ilgili kurum olan İ.. İ..’ye müzekkere yazılarak bu su hattı ve boruların terkedilmiş olup olmadığı, boruların tekrar başka bir şekilde değerlendirilmesi plan ve amacının bulunup bulunmadığı hususları sorularak, gelen cevaba göre sanıkların hukuki durumunun taktiri gerektiği halde eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
B-Kabule göre de ;
1-Sanıkların suça konu pik boruları kamyona yüklemekte oldukları sırada yapılan bir ihbar üzerine olay yerine gelen jandarma görevlileri tarafından suçüstü yakalandıklarının olay yeri görü ve tespit tutanağı ile yakalama ve muhafaza altına alma tutanağı içeriklerinden anlaşıldığından ,sanıklar hakkında TCK’nın 35. maddesi uyarınca teşebbüs hükümlerini uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanıkların olay mahallinde suçüstü yakalandıkları için rızai iadenin sözkonusu olmadığı halde sanıklar hakkında TCK’nın 168/1. maddesi uygulanarak verilen cezalarda indirim yapılması,
3- Kasıtlı suçtan hükümlülüğün yasal sonucu olarak, sanıklar hakkında TCK’nın 53. maddesi uyarınca uygulama yapılmaması,
4- Tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanıklar M.. K.. ve U.. S.. hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması,
5- Olay yeri görgü ve tespit tutanağı ile yakalama ve muhafaza altına alma tutanağı içeriklerinden,sanıkların saat 23.45 sıralarında suçüstü yakalandıklarının anlaşılması ve iddianamede de sanıklar hakkında TCK’nın 143. maddesinin uygulanması istendiği halde, yazılı şekilde ve gerekçesi de belirtilmeksizin TCK’nın 143. maddesinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar M.. K.., B.. Ç.., A.. K.. ve U.. S..’ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, ceza süresi bakımından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış hakkının gözetilmesine, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 325. maddesi uyarınca bozmadan hükmü temyiz etmeyen sanık H.. Ç..’ın da yararlandırılmasına, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.