Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/5850 E. 2014/9707 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5850
KARAR NO : 2014/9707
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/166827
MAHKEMESİ : Trabzon 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/12/2010
NUMARASI : 2010/194 (E) ve 2010/531 (K)
SUÇ : Hırsızlık, hakaret

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK’nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, müşteki A.. U..’un, 17.6.2010 tarihli oturumda sanığın cezalandırılmasını istediği, müdahale talebinde bulunduğu ancak mahkemece bu hususta karar verilmediği, müştekinin verilen hükmü temyiz etmekle açıkça katılma iradesini de ortaya koyduğu anlaşılmakla; CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören müşteki A.. U..’un, davaya katılan olarak kabul edilmesi suretiyle yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; atılı suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık E.. Ö.. hakkında, sanığın müştekiye ait gazeteleri bulunduğu yerden aldığı ve böylelikle üzerine atılı hırsızlık suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı, iddianamede, gazetelerin yırtıldığı veya apartman boşluğuna atılmış halde olduğuna dair bir nitelendirmede bulunulmadığı, sanığın, suça konu gazeteleri mal edinme ve yaralanma kastının olmadığı kabul edilmekle birlikte, müştekiye ait olduğunu bildiği gazeteleri yırtıp atma, üzerini çiğneme şeklinde gerçekleşen eylemlerinin mala zarar verme suçunu oluşturabileceğinin değerlendirilebilmesi bakımından atılı suçtan kamu davası açılması yoluna gidilerek, bu dosya ile birleştirilmesinin sağlanması yoluyla delillerin hep birlikte tartılışıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi,
2-Dosya kapsamına göre; sanık E.. Ö.. ile müşteki A.. U..’un, aynı apartmanda ikamet ettikleri, sanığın apartmana taşındığından bu yana müştekinin abonesi olduğu gazetelerin zaman zaman ortadan kaybolduğu, apartman boşluğuna ya da bahçeye atılmış olduğu, kimi zaman da üzeri çiğnenmiş, yırtılmış halde bulunduğu, olayın gerçekleştiği gün, müştekinin, kendisine ait gazeteyi sanığın elinde gördüğü, müştekinin sanıktan gazetesini istediği, sanığın gazeteyi vermeyerek bahçeye fırlatması üzerine, bu haksız fiile tepki olarak müşteki A.. U..’un, “terbiyesiz adam” şeklindeki hakaret ettiği, sanığın da bunun üzerine “ahlaksız, it oğlu it, köpekler, Cumhuriyet düşmanları” şeklinde karşılık verdiği, olayın meydana geldiği yer ile başlangıç ve gelişimi dikkate alındığında; müşteki A.. U..’un, kendisine ait gazetenin devamlı olarak ortadan kaybolması ve olay günü de gazetenin bahçeye fırlatılması eylemine tepki olarak “terbiyesiz adam” şeklinde sarf ettiği hakaret eylemi, 5237 sayılı TCK nın 129/1 maddesi kapsamında değerlendirilebilir ise de, sanığın, “ahlaksız, it oğlu it, köpekler, Cumhuriyet düşmanları” şeklindeki hakaret sözlerinin karşılıklı hakaret sınırlarını aştığı ve ilk haksız eyleme sanığın bizzat kendisinin neden olduğunun anlaşılması karşısında sanık ile müştekinin karşılıklı hakaret içeren sözleri arasında orantılılık bulunmadığından TCK nın 129/3 maddesi uyarınca ceza indirimi uygulanması yerine yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan A.. U..’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 18.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.