Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/5789 E. 2014/7162 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5789
KARAR NO : 2014/7162
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/166481
MAHKEMESİ : Çatalca Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/10/2010
NUMARASI : 2008/178 (E) ve 2010/616 (K)
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
2007 yılı Haziran ayı olan suç tarihinin, 5271 sayılı CMK nın 232/2-c maddesine aykırı olarak gerekçeli karar başlığında 19.10.2007 tarihi olarak yanlış gösterilmiş olması mahallinde düzeltilebilir maddi yazım hatası kabul edilmiştir.
1-Sanık Y.. G.. hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Hırsızlık suçundan neticeten hükmedilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 49/2. maddesi uyarınca kısa süreli olmadığı ve aynı yasanın 53/4. maddesi gereğince “kısa süreli hapis cezası ertelenmiş olan kişiler hakkında aynı maddenin 1. fıkra hükmünün uygulanamayacağı” öngörüldüğünden, bu haliyle uzun süreli hapis cezası ertelenenler hakkında, TCK 53/1-c maddesindeki haklar dışında diğer haklardan yoksun kılınma kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Y.. G.. ile katılan Z.. İ..’in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1412 Sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hırsızlık suçu yönünden kurulan hüküm fıkrasına ” 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan sanığın mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresi eklenmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık Y.. G.. hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Olay günü sanığın, yanında iki kızı da olduğu halde müştekinin konutuna girerek evde bulunan müştekinin 4-5 yaşlarındaki kızı P.. İ..’den altınların yerini öğrenip, suça konu altınları çaldığının anlaşılması karşısında, suç tarihine göre, birden fazla kişi ile birlikte konut dokunulmazlığının ihlali suçunun uzlaşma kapsamında olmaması nedeniyle bu yönde tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın üzerine atılı bulunan konut dokunulmazlığının ihlali suçunda giderilmesi mümkün somut bir zarar bulunmadığı, 5271 Sayılı CMK’nın 231/6-c maddesinde öngörülen zararın maddi zarar niteliğinde olup manevi zararı kapsamadığı, bu itibarla maddi zarar doğurmayan ya da doğurma ihtimali bulunmayan suçlarda bu koşulun aranmasına gerek bulunmadığı, sanığın sabıkasız .oluşu ve konut dokunulmazlığının ihlali suçunda mahiyeti itibariyle tazmini gerektirir bir zarar da bulunmadığı gözetilmeden, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin, 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesi ile düzenlenen erteleme kurumuna göre sanık lehine olması da göz önünde bulundurularak, sanık hakkında atılı suçtan kurulan hükümde, CMK’nın 23l/b bendinde yer alan ölçütün tartışılıp değerlendirilerek karar verilmesi yerine, zararın karşılanmaması gerekçe gösterilerek yetersiz gerekçe ile CMK.nın 231/5 maddesinin uygulanmaması,
Kabule göre de;
2-Birden fazla kişi ile birlikte konut dokunulmazlığının ihlali suçunu işleyen sanık hakkında atılı suçtan kurulan hükümde TCK’nın 119/1-c maddesi gereğince arttırım yapılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Y.. G.. ile katılan Z.. İ..’in temyiz itirazları temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 04.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.