Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/5783 E. 2014/5009 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5783
KARAR NO : 2014/5009
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

Tebliğname No : 6 – 2011/166400
MAHKEMESİ : Karaman 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/02/2011
NUMARASI : 2008/377 (E) ve 2011/58 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında mala zarar verme suçu bakımından dava zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
1-Sanıklar Z.. D.. ve M.. D.. hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-İş yeri çalışanı tanık S.. Y..’ın, olay gecesi 3.30 sıralarında çevrede yaptığı kontrolde 01 plaka ile başlayan bir aracı gördüğü, her hangi bir şüphe duymaması nedeniyle dikkatlice bakmadığı, sonrasında uykuya daldığı, 6.30 sıralarında uyandığında ise işyerine hırsız girdiğini tespit ettiği yolundaki beyanı ile uyap sorgulamasında suç tarihinde güneşin 6.52 de doğduğu ve saat 5.52 ye kadar ki zaman diliminin gece olarak kabul edilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında, hırsızlık eyleminin gece sayılan vakitte gerçekleştiğinin kesin olarak belli olmaması nedeniyle, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulü ile hüküm kurulması gerekirken, TCK’nın 143. maddesince artırım uygulanması yoluyla fazla ceza tayin edilmiş olması,
2-5271 sayılı CMK.nun 326/2. maddesi uyarınca birlikte işledikleri suç nedeniyle mahkumiyetlerine karar verilen sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden de paylarına düşen miktarda eşit olarak sorumlu tutulmaları gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar M.. D.. ve Z.. D..’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla, 1412 sayılı CMUK’un
322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak, aynı yasanın 142/1-b maddesi gereğince sonuç cezanın “3 yıl hapis cezası” olarak belirlenmesi ile yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrasından kısmın silinerek “bu dava sebebiyle yapılan 43,75 TL yargılama giderinin sanıklardan eşit olarak alınması” ibaresinin eklenmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanıklar Z.. D.. ve M.. D.. hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
İş yeri çalışanı tanık S.. Y..’ın, olay gecesi 3.30 sıralarında çevrede yaptığı kontrolde 01 plaka ile başlayan bir aracı gördüğü, her hangi bir şüphe duymaması nedeniyle dikkatlice bakmadığı, sonrasında uykuya daldığı, 6.30 sıralarında uyandığında ise işyerine hırsız girdiğini tespit ettiği yolundaki beyanı ile uyap sorgulamasında suç tarihinde güneşin 6.52 de doğduğu ve saat 5.52 ye kadar ki zaman diliminin gece olarak kabul edilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında, atılı eylemin gece sayılan vakitte gerçekleştiğinin kesin olarak belli olmaması nedeniyle, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulü ile hüküm kurulması gerekirken, sanık hakkında TCK’nın 116/4 maddesinin uygulanması yoluyla fazla ceza tayin edilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar M.. D.. ve Z.. D..’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 18.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.