Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/5595 E. 2014/16554 K. 07.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/5595
KARAR NO : 2014/16554
KARAR TARİHİ : 07.05.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/98367
MAHKEMESİ : Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/02/2012
NUMARASI : 2011/169 (E) ve 2012/161 (K)
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
TCK’nın 142 ve 143. maddelerinin birbirinden bağımsız oldukları, her iki maddeye göre belirlenen cezanın birbirinden farklı nitelikte olabileceği, TCK’nın 142. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken TCK’nın 61. maddesindeki koşullar dikkate alınacağı, TCK’nın 143. maddesinin uygulanmasında olayın koşullarına göre hakime takdir yetkisi tanındığı, takdir yetkisinin de temel cezaya bağlı bir yetkiyi içermediği dikkate alınarak, kabule göre TCK’nın 143. maddesi uyarınca üst oranda artırım yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığından tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suça sürüklenen çocuğun mağdura ait demirleri kullanım gereği henüz yapımı tamamlanmayan inşaat alanından çaldığının anlaşılması karşısında, eyleminin TCK’nın 142/1-e. maddesi kapsamında kaldığı halde aynı yasanın 141/1. maddesi ile hüküm kurulması,
2-Dosyada yer alan 09.05.2011 tarihli yakalama tutanağından kolluk görevlilerince şüphe üzerine yakalanan suça sürüklenen çocuğun suçunu samimi bir şekilde ikrar edip suça konu malzemeleri çaldığı yeri göstererek mağdura iadesini sağlamış olduğunun anlaşılması karşısında; sanık hakkında TCK’nın 168/1. maddesinde yazılı bulunan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-İş yeri dokunulmazlığı suçu bakımından, suça konu demirlerin alındığı yerin inşaat alanı olup iş yeri veya eklentisi olarak değerlendirilemeyeceğinden atılı suçu oluşturmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
4-Kabule göre de; Suç tarihinde güneşin saat 18:35’de batması, 09.05.2011 tarihli tutanakta suça sürüklenen çocuğun saat 21:30 sıralarında yakalandığının belirtilmesi, tanık Şevket’in suç tarihi öncesi işyerinden saat 18:00 sıralarında paydos ederek evine gittiğini beyan etmesi karşısında, yüklenen suçu ikrar eden suça sürüklenen çocuğa suçu hangi zaman diliminde işlediği sorularak eylemin gece vakti işlenip işlenmediği tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmeden gece vakti işlendiğinin kabulü ile, 5237 Sayılı TCK’nın 143. ve 116/4. maddeleri ile uygulama yapılarak yazılı biçimde hüküm kurulması,
5-18 yaşından küçük suça sürüklenen çocuğun savunmasının alınması için görevlendirilen zorunlu müdafiilerine ödenen avukatlık ücretlerinin, suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye muhalefet edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk M.. A.. müdafiin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, sanığın ceza süresi yönünden kazanılmış hakkının gözetilmesine, 07.05.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.