YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4731
KARAR NO : 2014/2416
KARAR TARİHİ : 28.01.2014
Tebliğname No : 13 – 2013/23173
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2007
NUMARASI : 2006/76 (E) ve 2007/694 (K)
SUÇ : Hırsızlık
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilip, hükümlünün müştekiler M..K.., M.. E..Ş.. , R..U.. , N.. Ç.. ve S.. Ş..’a yönelik eylemlerinin anılan Yasanın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK’nın 491/4,522 ( pek fahiş) ,55/3 ; 491/4-son, 522 ( normal )55/3, 491/4, 522 ( normal ) 55/3 maddelerinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu; hükümlünün eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 31/3, 116/1, 31/3, 142/1-b, 116/1, 119/1-c, 151/1; 142/1-b, 31/3, 116/1, 31/3. maddesine uyan hırsızlığın yanı sıra, aynı Yasanın 116/2-4, 119/1-c ve 151/1. maddelerine uyan işyeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarını da oluşturduğu, hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme eylemlerinin 5395 sayılı Yasanın 24 ve 5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddelerinde öngörülen uzlaşma hükümlerinin uygulanma olanağı değerlendirilip sonucuna göre, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca denetime olanak verecek şekilde ayrı ayrı uygulamalar yapılıp, cezalar belirlenip, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan Yasanın belirlenmesi zorunluluğu,
2-Hükümlünün, müştekiler K..A.., M.. B.. Ç.. ve C.. Y..’a yönelik eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 142/2-d maddesinde belirtildiği şekilde kapı kilidinin taklit anahtar veya diğer bir aletle kilit açmak suretiyle gerçekleştirilmediği, 765 sayılı yasa hükümlerine göre , hükümlünün müşteki K..A..’ya yönelik eyleminin 493/1-son, 522 ( pek fahiş ) 55/3 , müşteki M.. B. Ç.’e yönelik eyleminin 493/1-son, 522( normal), 55/3 ve müşteki C.. Y..a yönelik eyleminin 493/1, 522 (pek fahiş), 55/3, maddelerinde düzenlenen suçları , 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’ya göre de müşteki K.. A..’ya yönelik eylemin 142/1-a, 143, 31/3, müşteki M.. B..Ç..e yönelik Eyleminin 142/1-b, 116/1, 119/1-c, 151/1, müşteki C.. Y..’a yönelik eyleminin 142/1-b, 31/3, 116/1, 31/3, 151/1, 31/3. maddelerine uyan suçları oluşturduğu, hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçları yönünden 5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddelerinde öngörülen uzlaşma hükümlerinin uygulanma olanağı değerlendirilip sonucuna göre, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi gereğince 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca denetime olanak verecek şekilde ayrı ayrı uygulamalar yapılıp, cezalar belirlenip, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan Yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması
3-Suç tarihinde sabıkasız olan sanık hakkında iki yıldan az olarak belirlenen cezalar yönünden ; hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin değerlendirilmesi zorunluluğu,
Kabule göre de;
Hükümlü hakkında, müştekiler K..A.., M.. B.. Ç.. ve C..Y..a yönelik eylemleri nedeniyle hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK’nın 31/3. maddesi uyarınca suç tarihi itibariyle “1/2” yerine “1/3” oranında indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü Ö.. A..’ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebilğnameye uygun olarak BOZULMASINA, infaz aşamasında hükümlü yararına uygulamaların kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 28/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.