YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/36590
KARAR NO : 2014/13652
KARAR TARİHİ : 10.04.2014
Tebliğname No : KD – 2013/373956
Hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından sanık E.. K.. hakkında yapılan duruşma sonunda hırsızlık suçundan mahkumiyetine ilişkin Kdz. Ereğli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 21/01/2011 tarih 2017/175-2011/1 E-K sayılı hükmünün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 24/09/2013 tarih ve 2012/9907- 2013/26097 E-K sayılı ilamı ile onanması yolundaki kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25/12/2013 tarih ve KD-2013/373956 sayılı yazısı ile verilen kararın bozulması yönünde itiraz talebinde bulunulması üzerine Daireye gönderilen dosya 10/04/2014 gününde okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
Yargıtay C.Başsavcılığının 25/12/2013 tarih ve KD-2013/373956 sayılı yazısına konu itiraz istemi değişik gerekçeyle yerinde görülmüş olduğundan itiraz isteminin kabulü ile Dairemizin 24/09/2013 tarih ve 2012/9907- 2013/26097 E-K sayılı onama kararı kaldırılarak yeniden yapılan incelemede,
Hakkındaki hüküm kesinleşen temyiz dışı diğer sanık M.. P..’ın, “R.. P..” isimli şahsa ait kimlik bilgileriyle emniyette müdafi huzurunda verdiği ifadesi ile Cumhuriyet Savcısına gerçek kimliği ile verdiği beyanında, oto teyp hırsızlığı yapma konusunda kendisine sanık E.. K..’ın telkinde bulunduğu, hırsızlık için Zonguldak mahallini tercih etmesi hususunda kendisini yönlendirdiği, Zonguldak iline hırsızlık amacıyla gittiğinde kendisine PTT kanalıyla para gönderdiği şeklindeki beyanları ile sanık Ergin’in, sanık M.. P..’dan çalıntı olduğunu bilmeden oto teybi aldığı şeklindeki ifadesi karşısında; sanık Ergin ile temyiz dışı sanık Murat’ın, Zonguldak Ereğli ilçesinde hırsızlık yapılan 3 farklı tarihte yoğunlaşan telefon görüşmelerine ilişkin HTS kayıtları da dikkate alınıp; dosya kapsamında elde edilen verilerden ve UYAP ortamında yapılan araştırmalar sonucunda tespit edildiği üzere, sanık Ergin hakkında Kdz. Ereğli ve Zonguldak Asliye Ceza Mahkemeleri’nde aynı nitelikteki ve fakat mağdurları farklı olan bir çok kamu davasının açıldığının ve bu kamu davaları ile ilgili yapılan yargılamalar sonucunda, sanığın eyleminin her bir mağdura karşı ayrı ve bağımsız suç oluşturduğunun kabul edilerek mahkumiyet kararları verildiği anlaşılmakla; sanık E.. K..’ın eyleminin diğer sanık Murat’ın suç teşkil eden eylemlerine iştirak niteliğinde bulunup bulunmadığının ve varsa bu iştirak eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 38/1 veya 39/2. maddelerinden hangisinin kapsamına girdiğinin; diğer yandan, sanık Ergin’in eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturduğunun kabulü halinde ise, sanık hakkında zincirleme şekilde suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan hüküm kurulup kurulmayacağının değerlendirmesi bakımından, diğer dosyaların tespit edilip bu dosyalarının getirtilerek, duruşma sırasında incelenip tespit edilecek bulguların duruşma tutanaklarına yansıtılması, aralarında yeterli irtibat tespiti halinde ortak bir mahkemede birleştirilmesi hususunun değerlendirilmesi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık E.. K..’ın temyiz itirazı ve Yargıtay C.Başsavcılığının 25/12/2013 tarih ve KD-2013/373956 sayılı karar düzeltme talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın ceza süresi bakımından kazanılmış hakkının gözetilmesine, 10.04.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.