Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/36569 E. 2014/21232 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/36569
KARAR NO : 2014/21232
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

Tebliğname No : 15 – 2012/224194
MAHKEMESİ : Susurluk Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2012
NUMARASI : 2009/212 (E) ve 2012/147 (K)
SUÇ : Nitelikli hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal etme, mala zarar verme

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde,
Hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan hüküm kurulması ile sanığın 4.2.2009 tarihli itiraf niteliğini taşıyan mektubunda, yanında arkadaşları olan açık kimlik ve adres bilgilerini bilmediği M.. ve Y.. isimli kişiler ile birlikte tarif ettiği adreste bulunan bir tekel bayiinden para ve sigara çaldıklarını beyan ettiği, 19.3.2009 tarihli Cumhuriyet Savcısı huzurunda verdiği savunmasında da mektup ve altındaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiği, sanığın böylelikle birden fazla kişi ile birlikte işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında kurulan hükümde TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; suç tarihi olan 7.12.2004 tarihi itibariyle işyeri dokunulmazlığını ihlal suçu uzlaşma kapsamında ise de atılı suçun birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağı anlaşılmakla bu yönde bozma talep eden düşünceye de iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Bu dava sebebiyle yapılan 16,85 TL davetiye giderinin 6352 sayılı yasanın 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğunun ve bu nedenle sanığa yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık H.. B..’nın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, “bu dava sebebiyle yapılan 16,85 TL davetiye giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi uyarınca Devlet Hazinesine yüklenmesine” ibaresi eklenmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Atılı suçun, suç tarihi olan 7.12.2004 tarihi itibariyle, 5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma kapsamında kalması dikkate alınarak, taraflara uzlaşma teklif edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık H.. B..’nın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 16.6.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.