Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/36327 E. 2014/22306 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/36327
KARAR NO : 2014/22306
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

Tebliğname No : 6 – 2013/69123
MAHKEMESİ : Alucra Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2013
NUMARASI : 2012/100 (E) ve 2013/11 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; atılı suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suça sürüklenen çocuğun, internet kafede arkadaşı olan müşteki ile oturmakta iken, müştekinin masa üzerine bıraktığı cep telefonunu çalması şeklinde gerçekleşen eyleminin, bina dahilinde hırsızlık suçunu düzenleyen TCK’nın 142/1-b maddesinde yazılı bulunan suça uyduğu gözetilmeden suça sürüklenen çocuk hakkında aynı Yasanın 141/1 maddesi uygulanmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Müştekinin 11.8.2006 ve 10.11.2006 tarihli ifadesinde, suç saatine ilişkin her hangi açıklayıcı bir beyanda bulunmadığı, sadece eylemin gece saatlerinde gerçekleştiğini söylediği, UYAP kaydında suç tarihinde güneşin saat 18.34 te battığı, yaz saati uygulaması da dikkate alındığında saat 20.34 ten sonraki zaman diliminin gece olarak kabulünün gerektiğinin anlaşılması karşısında, müştekinin yöntemince çağrılarak suç saatinin sorulup, kesin olarak tespitinden sonra suça sürüklenen çocuk hakkında TCK nın 143. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmeden yazılı olduğu şekilde TCK nın 143. maddesi uygulanmak suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
3-Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan suça sürüklenen çocuk hakkında, atılı suçtan verilen kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı TCK’nın 50/3 maddesi gereğince aynı yasanın 50/1 maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesinde zorunluluk olduğu ve suça sürüklenen çocuğun, sabıka kaydında yer alan adli para cezası ile mahkumiyete ilişkin ilamın, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın seçenek yaptırıma çevrilmesine engel teşkil etmediği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydı, duruşmadaki ve yargılama sürecindeki davranışları ile yargılamaya sebebiyet vermesi ile suça eğilimli yapıda oluşu dikkate alınarak bir daha suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı gerekçe kılınarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

4-10.08.2006 olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında 11.08.2006 olarak gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/2-c maddesine aykırılık meydana getirilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk S.. Y..’in temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK 326/son maddesi gereğince ceza süresi yönünden suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının gözetilmesine 24.6.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.