Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/36183 E. 2014/22362 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/36183
KARAR NO : 2014/22362
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

Tebliğname No : 2 – 2012/226274
MAHKEMESİ : Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/02/2012
NUMARASI : 2011/42 (E) ve 2012/192 (K)
SUÇ : Hırsızlık

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Temyiz dilekçelerinin içeriğine göre, sanıklar müdafiilerinin temyiz istemlerinin hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelik olduğunun anlaşılması karşısında, hırsızlık suçuna yönelik hükümlere hasren yapılan incelemede,
Sanıkların yaşları gözetilerek son celsenin gizli yerine açık yapılması telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
A-Sanık L.. K.. hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde,
Kovuşturma başladıktan sonra kısmi iadenin gerçekleşmiş olması nedeniyle 5237 Sayılı TCK’nın 168. maddesinin 2. fıkrası yerine aynı maddenin 1. fıkrası uygulanmış ise de; indirimin ½ oranında yapılmış olması karşısında yanlış uygulama sonuca etkili olmadığından, hapis cezası tedbire çevrilirken uygulanan yasa maddesinin 50/1-c yerine 51/c olarak belirtilmesi ise, yerinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-5237 sayılı TCK’nın 62. maddesi gereği cezadan 1/6 oranında indirim yapılırken hesap hatası sonucu hapis cezasının “6 ay 7 gün” yerine 6 ay 20 gün olarak belirlenmesi suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
2-18 yaşından küçük olan sanık hakkında hükmedilen seçenek yaptırımın yerine getirilmemesi halinde, kısa süreli hapis cezasının kısmen veya tamamen infazına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
3-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye göre, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu müdafii görevlendirilmesi nedeniyle, müdafiiye ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden düzenli mali geliri bulunmadığı anlaşılan sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilemeyeceği, diğer yargılama giderine ilişkin miktarın da 5271 Sayılı CMK’nın 6352 Sayılı Kanun’un 100. maddesiyle değişik 324/4. fıkrası gereği 20,00 TL’nin altında kalması nedeniyle hazine üzerinde bırakılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık L.. K.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 Sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükmün 62. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımda “6 ay 20 gün hapis” kelimelerinin çıkarılarak yerine “6 ay 7 gün hapis” kelimelerinin eklenmesi, yine hüküm fıkrasından “seçenek yaptırımın gereğinin yerine getirilmemesi durumunda kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği” kısmının çıkarılması, yine hükmün yargılama giderine ilişkin kısmının çıkarılarak yerine “20,00 TL yargılama giderinden sanığın payına düşen 10,00 TL yargılama giderinin 5271 Sayılı CMK’nın 6352 Sayılı Kanun’un 100. maddesiyle değişik 324/4. fıkrası gereği hazine üzerinde bırakılmasına” yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanık M.. D.. hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince,
5237 Sayılı TCK’nın 51/3. maddesi gereği takdir hakkının kullanılması suretiyle denetim süresinin belirlenmesi nedeniyle tebliğnamede bu yönde bozma isteyen iki numaralı düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-Suç tarihinde 12-15 yaş gurubunda olduğu anlaşılan sanık hakkında 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35. maddesine göre sosyal inceleme raporu alınmadan ve bu konuda herhangi bir gerekçe de gösterilmeden hüküm kurulması,
2-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye göre, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu müdafii görevlendirilmesi nedeniyle, müdafiiye ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden düzenli mali geliri bulunmadığı anlaşılan sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilemeyeceği, diğer yargılama giderine ilişkin miktarında 5271 Sayılı CMK’nın 6352 Sayılı Kanun’un 100. maddesiyle değişik 324/4. fıkrası gereği 20,00 TL’nin altında kalması nedeniyle hazine üzerinde bırakılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. D.. müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 24.06.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.