Yargıtay Kararı 13. Ceza Dairesi 2013/35396 E. 2014/30563 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/35396
KARAR NO : 2014/30563
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık hakkında müştekiler … ve …’e yönelik mala zarar verme suçundan zamanaşımı içinde işlem yapılması mümkün görülmüştür.
A- Sanığın müştekilerden …, …, … ve …’na yönelik işyeri dokunulmazlığını ihlal eylemleri nedeniyle hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık … müdafiinin temyiz istemi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
B- Sanığın müştekilerden …, …, …, …, … ve …’na yönelik hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal eylemleri nedeniyle hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
 Ancak;
 1- 5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
 Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır.
 TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
 Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır.
 TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
 Somut olayda ise; müştekilerin işyerinden 5 TL, 10 TL, 30 TL ve 50 TL bozuk para çalan sanığa suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Müştekiler … ve …’a ait işyerlerinden bir kez hırsızlık yaptığını kabul ettiğinin anlaşılması karşısında; sanığın müştekilerden …’nın işyerinden bir hafta, …’ın işyerinden üç hafta ara ile iki kez hırsızlık yaptığına ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanmadan, sanık hakkında hükmolunan cezalardan TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri gereği artırım yapılarak fazla ceza tayin edilmesi;
3- Sanığın müşteki …’e karşı işlediği iki hırsızlık fiili arasında 2 ay gibi uzun sayılabilecek ve makul kabul edilemeyecek bir zaman aralığının bulunması halinde suç işleme kararında birlik bulunamayacağının kabul edilmesi nedeniyle, eyleminin ayrı ayrı suç olarak kabulü gerekirken, zincirleme suç olarak kabulüyle noksan ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.